Marmara'da bir faymış
Kırılıp kayacakmış
Hiç Allah'tan reva mı
Şu muhteşem İstanbul
Yerle bir olacakmış
Sesimi duyan var mı?
Depremi bekliyoruz.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
17 Ağustos'u Rabbim bir daha yaşatmasın..Onca masum insan canverdi beton yığınlarının altında evszi kaldı barksız kaldı sakat kaldı..Unutuldu sanıyorlar tüm bunlar ..Binalar hzıla yükselmeye devam ediyor nerede yapı denetim nerede kontroller nerede...Zengini zengin yapan bir düzenine uyduk gidiyoruz..Onlar paralarını aklaya dursnlar bizler yanalım içler acıtan hailimize..hocam sonsuz saygıalrımla...
olduktan sonra önlem almak genlerimizde var,,tebrikkk
Sanmıyorum.....duyarlı yüreğinize saygılarımla....
Sevgili Kardeşim sayın: Birol Hepgüler,
Dilerim bir daha deprem felaketi yaşamayız, biliyoruz ki 17 Ağustos ve sonrası depremlerden sonra ülke bir türlü belini doğrultamadı. O geceden sonra hiçbir zaman hiçbir şey eskisi gibi olamadı.Kudretli kaleminiz üzerine düşen görevi ifa edip gerekli uyarıyı yapmış, sıra önlemini almakta. Tedbirsiz yakalanmamak gerekir. Usta kaleminizi tebrik ediyor başarınızın devamını diliyorum.
Değerli eserinizi Tekirdağ'dan gönderdiğim On Birinci tam puan ile selamlıyorum.
Her şeyin en güzelinin sizin, sevdiklerinizin ve sizi sevenlerin gönlüne göre olması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Sevgi ve saygılarımla efendim.
Dr. İrfan Yılmaz. ^'^Tekirdağ.^'^^
Yüreğine sağlık değerli arkadaşım,bu güzel şiirinizi beğeni ile okudum,her gününüzün gönlünüzce ve sağlıklı bir şekilde geçmesini diliyorum.saygı ve sevgi ile kalınız.
Sesimi Duyan Var mı?
Bu sesi hatırlıyorum göçük altında kalan insanlardan bir ses duyabilmek için tekrarlanıyordu...Allah bir daha bu acıyı yaşanmasın diye dua ederken biz insanları daha bilinçli olmaya ve işlerini layığı ile yapmaya davet ediyorum...
Kaleminize ve duyarlı yüreğinize sağlık ... Sayın Hepgüler
Saygılarımla +10
Evet bugün olan Gölcük depremi sanırım yeni bir uyarıydı.Allah hepimiz korusun.Ocaklar sönmesin.Düşünüyorum da Allah bizi korusun derken ve biz kullar olarak dediğiniz gibi hiçbir önlem almazken Allah demez mi ki ben sizi uyardım sağınızdan solunuzdan aldım ,şöyle bir salladım hafiften ama siz önünüzü,arkanızı göremiyecek kadar kördünüz.
Biz felaketlere tedbirsiz yakalanmayı alışkanlık haline getirmişiz galiba.Herşeye müstahakız.ALLAH BİZİ KORUSUN:
Güzeldi kaleminizden dökülen gerçekler .Kutlarım
Saygılar +10
İşimiz Allah'a kalmiş,
vah benim ülkem vahh.
Duyulmamız dileğimle...
Tebrikler, teşekkürler, saygılar
allah korusun....evet istanbulun korkulu rüyasi
yani çare bulunabilirmi bilmiyorum.
Olacak biliyoruz
Olmasın diliyoruz
Kurbanlık koyun gibi
Ölmeyi bekliyoruz
Önlem mönlem almadık
Affet bizi Allah'ım
Depremi bekliyoruz
Doğruları yazmışsınız. Evi ağır hasarlı olanlar sıva yaptırarak sattılar.
Onların vicdanı rahat, alanlar ev alma mutluluğuyla depremi bekliyoruz.
teşekkürler kaleminize.
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta