Sesimi Duyan Var mı

Seyit Burhaneddin Kekeç
1566

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Sesimi Duyan Var mı

Her yerde sessizlik
Herkes susun diye birbirine işmar eder
Sonra bir nida yükselir
Sesimi duyan var mı
Beklenen cılız da olsa bir sestir
Çünkü hayattır çünkü candır
Köpekler bile bazı mahluklara inat insanlık yarışındadır
Bir can bulabilmek için çırpınır
Her moloz her yıkılmış evin başında aynı nida
Sesimi duyan var mı
Bir ormanı bir çekirdeğe gizleyen Allah
Bir nesli de bir insana gizlemiştir
Bir can kurtarmak dünyayı kurtarmaktır
Sesimi duyan var mı…

Büyük bir ceza
Yoksa büyük bir imtihan mu bu felaket, bilinmez
Ama bir gerçek var ki
İnsanlığın sınavıdır bu
Sınıfta kalanın alnından silinmez
Ne olur Allah için biri de duysun beni
Sesimi duyan var mı…

Kar, jilet kesiği bir ayaz
Yüreklerde tükenmeyen bir umut
Ya Rab sen büyüksün yardım et
Beni duyan var mı…

İnce tiz bir ses gelir enkaz altından
Gözlerde sevinç yüreklerde umut koşuşur herkes
Kiminin elinde kazma kiminin elinde kürek
Kimisinde hiçbir şey yok

Ne bulursa kaldırma derdinde
Samanlıkta iğne arar gibi can aranır
Her bulunan canda ümitler yenilenir
Daha bir şevkle
Daha bir gür çıkar bu kez
Sesimi duyan var mı…

Zaman artık en değerli şeydir
Bulunan her can yeni canlara umuttur
Yeni bir hayat yeni bir dünyadır
Yüzler pasak içerisinde
Saçlar toz toprak
Gözler yorgunluktan ve tozdan kan çanağı
Gözyaşları çamurdur yüzlerde
Kimisi mutluluktan ağlarken
Kimisi hüsranla feryat kopartır
Bazen canlar bazen de cesetler çıkar enkaz altından
Birbirine kenetlenmiş
Ana evladına evlat anasına kenetlenmiş
Sanırsın tek vücut
Omuzlarda uğurlanırlar sonsuzluğa
Derken bir başka ses yükselir
Yardım edin buradan bir ses geldi
Yine o aynı nida
Bu kez coşkuyla daha bir ümitle yankılanır
Sesimi duyan var mı…

Herkes sus pus
Bu kez duyulmuş olmanın sevinciyle
Olanca heyecanıyla gürler bir ses
Buradayım yardım edin
Yine hummalı bir çalışma
Arı gibidir herkes
Ta ki çıkarılana kadar depremzede
Her bulunan can, yeni umutlar doğurur
Her yıkılmış binanın başında yankılanır
Sesimi duyan var mı…

Hele ki analar
Yırtınır, o pamuk eller demir pençe olur
Tırnaklar kırılır
Deriler soyulur
Ciltler kesilir
Bazen enkaz altında el kalır
Hatta bazen taş düşer kol kırılır
Farkına bile varmaz
Kazar ha kazar
Bir can daha bulmak umuduyla
Belki de hayattaki son can tanesini yeniden kazanmak için
Çırpınır yırtınır
Elinden ne gelirse yapar
Oradan oraya koşturur
Hem gözyaşlarına sığınır

Hem avuçlar molozları koklar
Tanıdık bir koku arar
Sanki yavrusunu yahut can yoldaşını koklayacaktır
Bazen de çaresiz yorgunluktan yığılır kalır, bayılır…

Ya Rab bu ne kara gündür
Güneş mi batıdan doğdu
Sur’a üflendi de habersiz olan biz miyiz
Günahlarımıza ceza mıdır
Yoksa sevdiğin kullarına büyük sınav mı
Hangisi olsa da fark etmez
Sonuçta senden geldi
Her şerde bir hayır var diyen sensin
Nifaktan dağılmak üzere olan milleti
Birbirine yeniden kenetledin
Bize kul olarak sabretmek düşer
Bak ne güzel davetin var
Allah’u ekber, Allah’u ekber
Haydin mü’minler kurtuluşa
Allah’u ekber, Allah’u ekber…

Kurtulan ölen midir kalan mı bilinmez
Herkes bir şeyler kaybeder ama
En büyük kayıp kalplerdedir
Kimisi insanlığımı yitirir
Kimisi yeniden kazanır
Ya gönül gözleri körleşir
Ya da ne kadar umutsuz olunsa da
Gönülden gönle yollar birleşir
Ey inananlar
Allah’ın ipine sımsıkı sarıldıkça
Bilesiniz li kaybetmek yok
Ölümü kayıp olarak görme
Her ölüm ahirete doğumdur bilene
Yeter ki oraya hazırlığın olsun
Sesimi duyan var mı…

©
8 Şubat 2023
05:30

Seyit Burhaneddin Kekeç
Kayıt Tarihi : 8.2.2023 09:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!