Yangın yeri İstanbul'un, bu sabah,dinmek bilmeyen yağmuru yağmak bilmedi.
Tutuşmuş yürek bir kere iflah olacağı yok,ne yapsam nafile.
Çarpık kentleşmeye direnen balkonumda ki yaşlı ağaç hani kök salmamış olsaydı derinlere, ölürdü bu kış.
Sarı sarı dökülmeye yüz tutmuş yaprakları, yerini yeni yeşil yapraklara bırakarak..
Senin uğruna bu düşler,
Zeynep gövdesinden kopmuş narin fidan.
Senin sessizliğin çöktü uyanır uyanmaz.Ölüm telaşında sonbahar yaprakları,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim