Titreşimdir kendisi,
titreşenlerin
ki bıngıldasın yeter,
sağır yanıma.
Buraya gelsen
çukura iterim seni:
harç ve çimento.
Kalsan orda,
basarım bağrıma:
gelme katakulliye.
Tek ses yetmeli
“merhaba” demeye.
Gelmesen ve
gitmesen, ses duyarım;
Çıngırağında
sesli bataklık ineklerinin,
kurutulmaya uğraşılan.
*
Yıldız öğünleri,
Silüetleri arpadan;
Gecenin,
Yükselene …
Çukur dolusu gübre,
(çakır dolusu kese.)
nadasa:
Ne var ki:
o, beklemede...
Özgüvenin olduğu yerde
bağışıksızlık yaratan
kendin ise;
Ses, yetmeli;
Sekmesinde hoşça kal'ın,
“merhaba” demeye.
Kayıt Tarihi : 24.9.2004 06:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/09/24/ses-33.jpg)
“merhaba” demeye. '
Sessizliğin sesindeki ses de bazen merhaba diyebilir (ses dalgaları titreşmese de, bir şeyler titreşebilir o sessizlikte): ve 'bir insanı sevmekle başlayacak her şey' dizesi.
çağrışımlar , çağrışımlar ..
insana dair..
sağol..
sevgiler..
aynur özbek uluç
sekse de de 'hoşça kal' , 'mehaba' yerine...
sessizlik de bunaltır,çok ses de..
sevdiklerimizin sesi, gönlümüzün sesini bastıramaz ki...
ne farkeder, merhaba ya da hoşça kal.
önermli olan içimizdeki ses, renk veren bize.
kutlarım akın.
öfkel de sesimiz.
TÜM YORUMLAR (2)