Yürü hey bi-vefa hercai güzel,
Gönlüm o sevdadan vaz geldi geçti;
Soldu açılmadan gonce-i emel,
Sonbahara erdik yaz geldi geçti.
Sana şerhederken hicran-ı aşkı
Dizinde okudum destan-ı aşkı
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Günaydın, memleketimin şiir insanları...
Kavgasız birgün dileğiyle, merhaba şiir.
Saygıynan :)
Ne güzel özetlemiş, Binboğa Kardeşim!
Severim solcunun böylesini ben!
İsterse ateist olsun, Fikret Bey'i de severim. Neden mi?
'Cennetliklerin yaptıklarını yaparlar, cehennemlik olarak ölürler; cehennemliklerin yaptıklarını yaparlar, cennetlik olarak ölürler.' diyen Allah'ım, belki onu benden çok daha fazla seviyordur. Bazılarımız Allah âşığıdır, bazılarımıza da Allah... Dile bakmam ben. Dil, her yana döner, her şeyi der. Kalbe bakarım. Kalplerde ne olduğunu da sadece ALLAH bilir. Kimin has kul, kimin pas kul olduğunu Allah bilir.
Parayla îmanın kimde olduğu bilinmez.
'Ne olduk!' demeyelim, 'Ne olacağız?' diyelim! Son nefese kadar imanı taşıyamayabileceğimiz gibi hayatın sonunda da îman ile şereflenilebilir.
O nedenle birbirimizi incitmeden tartışalım. Hakaret ederek kalp kırmayalım! Ateist de Allah'a ait, her ne kadar o gaflette olsa da... O gücenmese de Sahibi gücenir!
Kalp kırmak, Allah'ı incitir.
Fazla samimiyetten veya boş bulunup yanlışlık yapan arkadaşlarımız olabilir. Yumuşak bir dille uyaralım, mümkünse özeline yazalım, herkesin içinde yerin dibine sokmayalım! Biz de hata yapabiliriz. Bize böyle yapılmasını ister miyiz? O üzülünce onu Yaratan üzülür.
Allah'a adresini sormuşlar, 'KIRIK GÖNÜLLERDEYİM!..' demiş, derler. O gönüller, ETKİYA gönülleridir.
Cümlenize İçtenlikle Sevgiler...
Onur BİLGE
Rivayet muhtelif olsa da maksat aynıdır....bilirim sayın nadir bey...
ne demişler..
kırkbini birdir dervişin
arada ağyar gerekmez....
Efendim,
Tabiatıyla insanımızın öncelikli kriterleri var:Başta DİN,sonra VATANPERVERLİK,daha sonra da DEMOKRASİ, HALKÇILIK vs. Zaten dikkat edilirse Türk siyasi hayatı esasen bu üç temel üzre inkişaf etmiştir.Gerçi bazen, en milliyetçisi ümmetçi kesilir,en muhfazakârı sözde demokrat olur,en halkçısı da üstüne vazife gibi Atatürk kadınlarını çarşafa özendirir.
Anlayacağınız Maraşlının dediği gibi ara sıra 'Batman çakıla karışır.'
Küçücük bir Türkiye fotoğrafı olan Antolojimizde de bazen bakıyorum en sosyalist arkadaş dinden imandan dem vuruyor (bencileyin :))) ,bazen muhafazakâr arkadaşlar solcuyum diyen arkadaşlardan daha hoşgörülü olabiliyor.Hasılı hepimiz bu toprağın insanları olduğumuz için çevremizi kuşatan değişik düşündeki hısım-akrabadan kopamıyoruz; dolayısıyla bir yanımız hep karşı düşünceyle doluyor.Zaten memleket gittikçe dindarlaştığı için (Hoş, dünya da aynı minval üzre hareket ediyor ya...) okyanusta ada gibi kalan sol düşünceler de mecburen sağın sol ucu rolünü oynamak zorunda kalıyor.Yani ki bugün bizim için hayati önem arz eden bir felsefe yarın anlamını yitirebiliyor.Her neyse bunlar herkesin malûmu.Biliyorum ihanetin affı çok zor; ama....
Gelelim Rıza Teyfik üstada...
Geçenlerde burada bir uzun uzun bir Vahdettin tartışması olmuştu ve adama demediğinimiz bırakmamıştık.Bugün biraz daha etraflıca düşündüğümde, Sultan'ın memleketi satıp İngiltere'de paşalar gibi yaşama arzusunda olmadığı sonucuna varıyorum.Zaten bu, insan fıtratıyla da örtüşmez.Mutlaka onun da ciğeri yanmıştır işgallere,örselenmemize...Neler yaşadığını bilmiyoruz tam olarak; ama kendimi o kişinin yerine koyduğumda çok da fazla kin duymuyorum Vahdettin'e.
Rıza Tevfik'in hasbelkader Sevr Antlaşması'nı imzalayan heyetin içinde yer alması,olsa olsa yanlış ata oynayan öngörüsüz bir memurun mecburiyetidir.
Yani ki benim güzel arkadaşlarım,ne yapmış olursa olsun,hiçbir şey Rıza Tevfik'in Türkçenin en lirik şairlerinin başında gelmesi gerçeğini değiştirmez.
Bir zamanlar Nazım'a vatan haini damgası vuran milliyetçi kardeşlerimizin Ulu Başbuğları, nasıl ki Nazım'ın büyüklüğünü anlayıp onun şiirlerini okumakta bir beis görmediyse; bendeniz de Rıza Tevfik şiirlerindeki acıklı hüzne batmaktan tarifsiz haz alıyorum.
Nasıl ki Nazım,sürgündeyken Bulgaristan sahillerinde hasretle Anadolu'ya bakarak:
' Yürek değil çarıkmış bu manda gönünden
Teper paralanmaz taşlı yolları
Bir gemi geçer Boğaz'a doğru
Nazım usulcacık okşar vapuru
Yanar elleri
Yanar elleri
Uy Karadenizin gümüş telleri...
'
............................................................................
dediyse ve yüreciğimizi göğündürdüyse, Suriye'de,Filistin'de 15' liklerle beraber sürgünde bulunan Rıza Tevfik de aynı yanık hüzünle der ki:
UÇUN KUŞLAR
Uçun kuşlar uçun doğduğum yere;
Şimdi dağlarında mor sümbül vardır.
Ormanlar koynunda bir serin dere,
Dikenler içinde sarı gül vardır.
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem?
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem?
Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem?
Yüce dağ başında siyah tül vardır.
Orda geçti benim güzel günlerim;
O demleri anıp bugün inlerim.
Destan-ı ömrümü okur dinlerim,
İçimde oralı bir bülbül vardır.
Uçun kuşlar, uçun burda vefa yok;
Öyle akar sular, öyle hava yok;
Feryadıma karşı aks-i seda yok;
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.
Hey Rıza, kederin başından aşkın,
Bitip tükenmiyor elem-i aşkın,
Sende -derya gibi- daima taşkın,
Daima çalkanır bir gönül vardır.
(Serab-ı Ömrüm)
Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI
Bilmem fazla söze gerek var mı?
Nur içinde yat hain şairim benim.
Saygılar güzel insanlar...
Sevgili dostum Sinyali benim aşağıda ki yorumumu bu şiiriyle kıyaslarsan sevinirim.. Ve nitekim biliyorsun ki burada şairin diger şiirlerinin ya da şairliğinin iyiliğini , doğru ve yanlışlığını konuşmuyoruz..Daha doğrusu ilk etapta konuşmuyoruz… Yüreği çok geniş boyutuna saygılıyım..insana ne olursa olsun kin tutulması yarğılanması taraffında da olamam.. Ama bazı sınırlar vardır..bit yeniği vardır,..hortlatmalar vardır.. İnan şu apk geldi geleli 10 sendir takkiye..toprak..satılmayan kalmayan fabrika..devlet bankaları dahil ticaret hanelerden sonra ..Sevr diyince şimdi kusura bakma ama biraz toplumda sağlıklı kuşku diyebileceğim (paranoyaklık halleri) doğuyor kafalarda.. Bu nedir niye gizliden gizliden..Açık olun hiç olmazsa diyesi geliyor insanın..
Saygıyla..
Seni şıpsevdi seni..!
Bir de yazım dili Arapça dolu olmasaymış ne güzel şiir olacakmış..ama bu haliyle de şarkısı akılda kalan sevilen bir şiirdi...
sevr kötü bir anlaşmaydı...ama rıza tevfik sıradışı ve özgün üslup sahibi bir şairdi
iyi başkadır...doğru başkadır ...güzel başka kavramdır ..ve felsefenin en temel terminolojik kavramıdır bunlar
yanlış fikirlere sahip , kötülük peşinde gezmiş ve fakat güzel şiirler yazan birisi olabilir
doğru ( mantıklı) fikirlere sahip ve mantığını kötülük için kullanan ve fakat estetik ve beğeni düzeyi yüksek şairler olabilir..
yani.....
iyi, doğru ve güzel ve bunun zıddı olan kötü, yanlış ve çirkin sözcüklerinin kombinezon hesapları dağılımına uygun ve/ veya devreleri ile sayısız karakter oluşturulabilir ..
rıza tevfik felsefeci idi...Türkiyede felsefe okunmasını yani maarife müfredat olarak girmesini sağlayan adamdı...
şair ruhlu idi..istikrarsız bir siyasi çizgisi oldu...dost olduklarına kısa sürede düşman oldu..ve evet Sevr i imzaladı...
bir yahudi mektebinde hayata başlayan ve halk şiirinin hem de kritik dalı olan şathiyyelerde eşsiz örnekler verebilen din, felsefe siyasi konularda bilgili ve deneyiml .. mason locasında büyük üstadlığa yükselmiş şairin , şu ''SORMA HOCAM'' isimli uzun şiirinin finalini tadımlık olarak koyalım buraya
Feylesof Rıza'yım dinsiz anlama
Dini ben öğrettim kendi babama
Her ipte oynadım cambazım amma
Sırat köprüsünü geçemem hocam.
Rıza Tevfik Bölükbaşı
Sayın Arman şöyle okkalı bir fıkra… iyi olurdu! Ben bu gün fıkra anlatmamaya ta sabahtan söz vermiştim..sözümü lütfen çiğnetmeyin bana..
Günün Yanlış anlaşılmasın kıyaslamıyorum..Ki Pir Sultan Abdan ile kıyaslanacak kendi dalında az babayiğit vardır.. Onlardan biri mesela Mahzuni..
Neyse Pir Sulatanı dinleyelim önce:
“Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Şu iki aleme olmuşsun nazır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Sığanmıştır ağca kolda bilekler
Hak katında kabul olsun dilekler
Arş yüzünde secde kılan melekler
Ayrılık derdinin dermanı nedir”
Şimdi görüyorsunuz..bu dörtlükleri özellikle ayak uyakları için verdim..vezinli ve hece ölçülü olan şiirlerde uyak kelemenin kendisidir, kelimeye takı değildir; günün şiirine bakın siz..uyaklara bakın..Ve birde Sevr antlaşmasını imzalayana bakın siz..
Ne desem ki adam olamadınız gitti..adam olmamaya yemin mi ettiniz siz!
işte gerçek sözler.....
ahhh ustam seni kutlamamak elde değil....
harika düşünülmüş ve nakış nakış işlenmiş sözler....
Bu şiir ile ilgili 61 tane yorum bulunmakta