Saramadım, ben seni yar,
Saramadım doyasıya,
Koşturmaca gidiyordun,
Gidiyordun kıyasıya…
Ekmek parası mı desem,
Yoksa ölüm yarışı mı?
Geçti vakit,
Geçti, derler;
Bu madenci karısı mı,
Dul kalan? ...
Dul kalan adımdır artık,
Ne rugan bir ayakkabı,
Ne de parlak bir esvabı,
Giyemem,
Giyemem artık…
Üstüm bile haber olur,
Haber olur mahallede,
Ben öyle giyinmeliyim ki,
Hesap vermeli ele de…
Demesinler kahpe diye,
Sen öldün ya benim erim,
Sadece ölmen yetmedi,
Bu da bana bıraktığın,
Kalan ömrüme hediye! ...
Bu ölüm başka bir ölüm,
Yerin yedi katı var ya?
İşte birinci katı bu!
Sen bir defa öldün gittin,
Ben bin defa öleceğim,
Bu yük çok ağır bir yük,
Sanma ki,
Sanmaki ben yaşıyorum,
Ben bin defa öleceğim! ...
Saramadım, ben seni yar,
Saramadım doyasıya,
Soramadım sen gidince,
Soramadım hiç kimseye,
Ne söyledi, benim için?
Sen varken yanardı içim,
Yanmalar da biçim biçim,
Sen gittin ya benim sevdam,
Şimdi bir başka yanıyor,
Bir başka yanıyor içim! ...
Hem anne, hem baba oldum,
Bu ip, başka bir cambazın ipi,
Ağladım çocuklar gördü,
Üzmemek uğruna güldüm,
Sen öldün ya benim sevdam,
Sen bir defalığa öldün,
Ben bin defalığa öldüm! ...
22.05.2014
Ali AkarsuKayıt Tarihi : 27.5.2014 18:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!