Bir güz ikindisi
Bayındırlanıyor hayat
Güneş sırtını ovalıyorken
Yüzünün saflığı ovalara vuruyor dağların
Eşkinli atlar koşturuyor ovalarda
Uzak diyarlara savrulma aşkıyla
Umarsızlığa aşinalığımda buldum seni
Okyanusta rotasını kaybetmiş bir kuru yük gemisiyken
Yanılgılar hengamesinde yalpalanırken
Ürperti rüzgarlarının ruhumu dürtmesiyle vardım karaya
Bir haykırış bir yakarış uğultusu esnasında seçebildim sesler arasından sesini
Bildim bu alem elem yuvasıymış
Kayıpları önüne katan akarsuyu zapt edememenin celâlini taşıyorsun
Yitirilmişler zincirinin bir halkası olmanın utancıyla yaşıyorsun
Hani hatırla
Çocukken ‘ezan okunduğunda doğrul evlat’ demişti baban
Annen sütreye doğru namaza dururdu sen koştururken
Bir tohumu yeşertmek aşkına ince ince işlerdi ellerde nakışlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!