Servet Şiiri - Xelil Sılheddin Bedirxani

Xelil Sılheddin Bedirxani
14

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Servet

Bütün kürtler gibi
Hüzünlüydü gözleri
Sevdiceğizine
Göz ederken görmüştüm onu
Utanmış
Tarçın renkli çehresi allaşmıştı
İlk sırrımız bu oldu Servet'le
Kaç
Bin
Faili
Bellii-
Den
Biriydi sadece Servet.

Anam görüşe geldiğinde söylemişti onun vurulduğunu. Ağlasın şimdi Xançepek kırıkları. ağlasın şimdi yeni kapı bitirimleri. Ağlasın... Ağlasın demiştim ya.suratıma çarpan bu kara haber, asıl beni ağlatmıştı. Avucuma bir damla düşünce farkettim, ağlıyordum. Güya. ben, ağlayıp yas tutmayacaktım gidenlerin ardından. Güya, ben, alışacaktım ölümlere. Alışamadım işte, alışamadım başakların biçilmesine...

İlk akşam çökünce, bazen, sur üstüne çıkar Dicle'yi seyrederdi, Servet. Ardından, henüz bir tenin ılıklığıyla yıkanmamış bedenini rüzgâra bırakırdı. O zaman da aşk badesi içmiş gibi sarhoş olurdu. Bazen de 'abi'lerine özenir sokakların ortasına bir kırık diye atılıp, tenhasında uğuldayan esrarlı fısıltılara koyverirdi kendini.
Servet,
Kaç
Bin
Faili
Benllii-
Den
Biriydi sadece.

Satırlarla bedenini parçaladıklarında onyedisine daha yeni girmişti Servet. O kendini anlattıracak kadar yaşasa da, onu anlatabilecek kadar tanıyamadım, gitti...

Şimdi saçlarının karasını
Çiziyorum
Uzak diyarlara gönderdiğim mektuplara.
Servet diyorum,
Kocamanlaşmış
Bir gerilla silueti şarkılarımızda.
Dediğin gibi
yıkık duvarlara saklattığım
Bursa işi çapkını
Gömdürttüm Dicle kıysına

Xelil Sılheddin Bedirxani

Xelil Sılheddin Bedirxani
Kayıt Tarihi : 28.7.2010 02:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Xelil Sılheddin Bedirxani