Serüven Şiiri - Selamı Edemen

Selamı Edemen
23

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Serüven

Bir serüvendir yarım kalmış bir hayatın sonuna sımsıkı tutunmak
Bir serüvendir özlenen bir savaşçıyla rüyalarda buluşmak
Bir serüvendir bembeyaz sayfaların içine dalıp gelişigüzel şeyler karalamak
Peki, nasıl yapmalı?
Kırmalı mı tüm zincirleri?
Bihaber gelip geçen günleri uçurtmaya takıp gökyüzüne mi salmalı?
Hamza’nın kervanına takılıp yolculuklara mı başlamalı?
Bırakmalı mı tüm tutsakları?
Ki Yusuf o kuyuda haykırırken ruhum yapayalnızdı
Ama sen sus kimseler duymasın yalnızlığı mı?
Kötümser cadıların kazanlarında ruhları çalınmış insanlar görüyorum
Bugünlerde işportacıların sesi tırmalıyor kulaklarımı
Gece hep bu seslerle uyanıyorum
Uykularımı harap eden bu ses mendil satarak hayatta kalmaya çalışan çocuklarımızın umudu gibi
Hayalini kurduğum aşk gibi
Tam anlatacakken bir şeyleri
Ürkek bir el tarafından susturulmak gibi
Kim anlamıştı beni
Ya da ben kimi anlamıştım?
Hangi peygamberle inancımı tamamladım
Hangi filozof bana anlatmıştı kim olduğumu
Şimdi tüm ışıkları sönmüş bir kentin; en kirli, en yoksul, en sevgisiz bir mahallesinin daracık sokaklarında hayatları hırpalanmış diyalektik sınırların ötesine itilmiş mazoşist tiplerle sabahlıyorum
İnzivaya çekilmiş bilge bir adamın kirlenmiş yüzünden tertemiz duygularına inmeye çalışıyorum durmadan
El ayaktan çekilmiş ihtiyar bir kadının ağzından çıkan eski bir dua gibi titremekte yalnızlığım
Bir yol arıyorum bu yalnızlıktan kurtulmak için
Çıkıp karışsam insanların arasına biter mi acaba bu yalnızlıklar
Gidip konuk olsam bir hancının sofrasına doyursam şu aç karnımı
Asırlık mabetlerde affedilmeyecek günahlara el açsam
Altyapısı olmayan antik bir kentte çürümeye yüz tutmuş kemiklerini çıkarıp
Ruhumdan azıcık üflesem ve sen hayat bulsan biter mi acaba yalnızlığım, bilmiyorum
Vakitsiz okunan selalar göçüp gitmeye hazırlanan hayatlarla savaşa tutuşmuş
Uzun ölüm kuyrukları oluşturmuş savaşçılar
Bu kirlenen ütopyanın dönüşüne engel olmak istiyorum bir şeyler durduruyor beni
Oysa hiçbir kabahatin günahkârı değilim
Hiçbir suça ortak olmadım
Giyotine vurulurken kafalar görmedim ben
Çarmıha gerilirken bedenler ruhların haykırışlarını duymadım
Süreyya’yı taşlarlarken orada değildim ben
Toplumsal bir sorun oluşmuş benliğimde
Kulakları kesilmiş köpeklerin ulumaları rahatsız ediyor varlığımı
Gecekonduların yoksulluğunda öğrendim yaşamın anlamını
Sınır boylarında çırılçıplak gezen çocuklar anlattı bana yaşamın anlamını
İçimdeki ki aç çocuk yahut
Ufukta kaybolan savaşın enkazında kendisini arayan yüreği kırgın kız çocuğu anlattı bana yaşamın anlamını
Bir mülteci kampında kaybettim insanlığımı ve
Tarihin en kanlı savaşı sürüyormuş gibi kalbim kırık, nefesim tutuk, dilim yaralı
Dönüp bakıyorum ardıma
Karamsar bir ben buluyorum
Sonra; bir tipi başlıyor
Alıp götürüyor bir şeyleri benden uzaklara
Çok uzaklara…
Tadına doyulmayacak bir dünya yaratmak için
Şehre hep geceleri çıkacağım
Artık şehre hep geceleri çıkacağım, kirli yüzlü insanlarla karşılaşmamak için
Şehre hep geceleri çıkacağım
Ve ben; bir gece karanlıklarda düşeceğim
Ve ben; bir gece öleceğim.

Selamı Edemen
Kayıt Tarihi : 22.5.2020 23:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selamı Edemen