Git gide sararıyor o fotoğraflar,
Anlaşılmaz bir telaşla,
Yaşımı taşlıyor yıllar,
Alın çizgin dünden daha da derin.
İki beden daha küçük giyniyorum.
Ellerim büzüşeli.
Küçüldü serseri yürüşlerim,
Mechule doğru pür neşeli
Şimdi eski bir kitabın son sayfasındayım.
Heyhat!
Unuttum dediğim her şeyin tam ortasındayım.
Buz gibi hava.
Kulaklarımda uğulduyor,
Yanık sevda türküleri.
En yanığı şu yağız oğlandan
Şu karşı dağları duman kaplamış
Yinemi gurbetten kara haber var.
Küfredercesine çalıyor sığarasını yere
Unuttun bizi ey vefasız yar.
Ben alışkınım alın yazımı düşürmeye.
Her defasında bir kuytuda,
Başı elleri arasında öylece suskun.
Bu ilk değil belki binlerce,
Gözlerinden yediğim vurgun.
Yıldızların saklanma saati,
Bu günlerde Güneş çok kısa uğruyor.
Bir gecekondu garında,
Tehir ettiğim düşlerimi bekliyorum
Anlasana artık,
Seni deliler gibi seviyorum.
Kayıt Tarihi : 31.1.2013 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!