------Serseri Hamal Ve Hüzün Çiçeği... Ş ...

İbrahim Eroğlu
ŞİİR, SEVGİLİM; SEVGİLİM, ÖTEKİ BEN...
190

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Serseri Hamal ile Hüzün Çiçeği
Bir şefkat ikindisi karşılaştılar,
Herhangi bir ara istasyonda.
Biletleri de yoktu kimlikleri de...
Bakışları çalınmış günbatımıydı; gözleri
sustular yol boyu,
Zaten topları, bisikletleri de pek olmamıştı.

Tamamını Oku
  • Bahattin Tonbul
    Bahattin Tonbul 23.06.2009 - 01:40



    --Serseri Hamal Ve Hüzün Çiçeği...

    Serseri Hamal ile Hüzün Çiçeği
    Bir şefkat ikindisi karşılaştılar,
    Herhangi bir ara istasyonda.
    Biletleri de yoktu kimlikleri de...
    Bakışları çalınmış günbatımıydı; gözleri
    sustular yol boyu,
    Zaten topları, bisikletleri de pek olmamıştı.

    Gülümsemenin anlamını aradılar sözlükten,
    ve hep merak etmişlerdi,
    Çocukların saçları nasıl okşanır diye...
    Erken büyümüşlerdi töre çadırlarında...

    Hamal, kahverengi tepelerin sevgisiz
    yokuşlarında büyütemezdi hüzün çiçeğini,
    Önce gözleriyle konuştu,
    İnandırdı hüznün kader olmadığına.!

    Serseri Hamal, gurbet rengi çığlıklar biriktirmişti,
    alabora filikalardan,
    Hüzün çiçeğinin çığlıkları da gurbet sarısıydı...
    gezgindi her kentin öykülerini taşımaya alışıktı hamal,
    Denizler onu sevdalarından tanırdı,

    Alışık değildi ağlamaya
    Hüzün çiçeğinin gözlerini sevmeden önce,
    Töre iki duyguya ayıp demişti; sevmek ve ağlamak
    İnsan olmak yani..
    ayıplara ağladılar yol boyu,
    Tren düdüğü teselli etti gözyaşlarını...

    Her molada büyüdüler,
    Ara istasyon çocuklarının çıplak gözlerinde,
    karpuz satan çocuklara sordular,
    hazansız ve töresiz kentlerin adreslerini
    Artık üşümüyodu yalnızlıkları,
    Fazlalıkları camdan fırlattılar,
    yol boyu gördükleri köy okulları
    kadar mağrur ve özgürdüler...

    Pamuk beyazı renginde bir kent buldular,
    Hamal, ipini çekti yasakların.!
    Akşamları doluydu kucağı,
    Hüzün çiçeği büyümeliydi,
    o çiçekti serseriyi eve erken getiren
    inanmıştı hüznün kader olmadığına,
    saçları soğuk,gülüşü patikaydı
    Gurbet trenlerinin karası iz bırakmıştı
    süt beyazı teninde,

    En çok yağmuru özlüyordu,
    Şefkat yoksulu babasını da...
    Öylesine asildi ki, yüreği
    Celladına bile acırdı.!
    Herkesin yerine Ebubekir'di;
    ben yanacağım cehennemde sadece
    kimse yanmasın derdi
    Annesiz kuşları düşünürdü,
    Kayıp yılların yetimlerine ağlardı...
    Mevsimin adı yoktu,Azalmıştı güneş
    Tüm kasabalar yakındı yasaklara,
    Köstekli bir saatin yaşıydı zaman...

    ilk kez biri onu dinliyordu,
    Serseri hamalı sevmiş inanmıştı,
    artık geceler gece gibiydi,
    Hamalın sırdaşı,arkadaşı,eşi olmuştu...

    Bir akşam üstü yine eve döndü
    yorgun ve aşık hamal,
    hüzün çiçeğinin gülümsemesiyle
    bitirmek istedi günü,
    HÜZÜN ÇİÇEĞİ yoktu,
    Koparılmıştı HAMAL’ın düşlerinden,
    onuruna dokunmuştu hamalın,
    Serseri de olsa söz namustu,
    sonsuza kadar bırakmayacaktı çiçeğini,
    büyütecekti onu...
    Hüzün çiçeği kurumadan onu bulmalıydı,

    tüm çiçekçilere baktı,
    hiç bir çiçek HÜZÜN ÇİÇEĞİ gibi kokmuyordu
    tüm sokaklara küfürler yağdırdı,
    İpini çekti talihsiz yaşamının
    sustu,
    ağladı,
    kayboldu…



    çok güzel şiir okudum kutlarım şairi ve şiiri tam puan...

    Cevap Yaz
  • Ersoy Akdağ
    Ersoy Akdağ 23.06.2009 - 01:30

    Uzun, hazin ve gerçek bir hikaye.
    ''Herkesin yerine Ebubekir'di'' güzel bir benzetme ama ne mümkün Ebubekir olabilmek.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 112 tane yorum bulunmakta