Gönül gönüle aksa, iki dünya birleşir.
Lezzetini tattın mı, akış neymiş anlarsın.
Belki gülersin ama damlalar da yerleşir,
Benliği unuttun mu, yıkış neymiş anlarsın!
Kader denen yağmurda, gökkuşağı bekledim.
Sevdayla dün, lades tuttum,
Aklımdayken, kandım durdum.
Susturarak kalp avuttum,
Aşk uğruna andım durdum.
Çarşaf edip yürek serdim,
Sevda gülüm açsa, sular kurutmam,
Zorlanacaksın can, aşk istiyorsan.
Dillere düşerim, silip unutmam,
Horlanacaksın can, aşk istiyorsan.
Sanma yüreğimde bu sevda yalan,
Ne olursun dur yapma, yıkma gönül evimi!
Razı et yüreğimi, kader diyim yaksa da.
Ateşe dönüştürme, küllenmiş viranemi,
Bulayım benliğimi, gönül aşka aksa da.
Gireyim deme sakın, kapattm kapıları.
Aş olmuş can suyunu,
Sunan bendim bildin mi ?
Keş olmuş yâr huyunu,
Banan bendim bildin mi ?
Koy elini böğrüne,
Üflemedin küllerime,
Harlı yanan ateş sönmüş.
Kilit vurdum sözlerime,
Senin için boşa dönmüş.
Meramın yok tatlı söze,
Aktılar irin gibi, yerden gökten her yerden,
İfrazat koktu hava, kahpelikteki kirden.
Zehir salmış dört yana, aklı alacak türden,
Haber verdik cellada, tutmadı oyunları,
15 temmuz gecesi, vuruldu boyunları.
Kal demek kolay da, yürek kalır mı?
Ağzının payını almışsa eğer.
Dolmuş taşmış bile, artık alır mı?
Çaresi dökmekse inan ki değer.
Giden mi kazandı, kalan kaybetti?
Sevme boşu boşuna,
Sonu gitmez hoşuna.
Onur, değer peşine,
Sürünürsün bir ömür.
Yarı yolda kalırsın,
Donduran yalnızlıkta, sıcaklığı ararken,
Zifiri gecelerden, güneşimi sorarken.
Ardıma baktım önce, boş, gayri ihtiyari,
Eğdim sonra başımı, koş, mutluluk firari.
kalemine sağlık serpil hanım
“Yere” mim olmadan “yâre” lam olmaz.
Görmemişken bile, yüreğim kaldıramaz.
Cemalini göreyim, cennetten de geçerim
O Kevser şarabını, sonsuza dek içerim.