Gün doğumuna yüz tutmuşken gecenin serinliği ömrümün ilk saniyelerini yakaladım yıllar önce. Ne güzeldi çocukluğum, çocuk ruhum. Hayatın pençeleri arasında, şiir tadında, bir damla umudu kucaklayarak yaşamaya devam ediyorum. Ailem; en değerlim, ömrüm.
Siyah beyaz bir görüntü içinde
Henüz şekillenmemiş
Belli belirsizdin ilk gördüğümüzde
Zamanla değişiyorsun
Ellerin, ayakların minicik
Kalbin pırpır şimdilerde
Yaşamak gerek seni
Yalın ve yalansızca yaşamak.
Tüm derinliğinle algılamak
Tüm güzelliğinle benimsemek
Vakitli vakitsiz düşüyor içime
Senli sensiz hasretler
Ne badireler atlattım
Ne zor,
Ne kötü günler gördüm
Kiminde çocuk
Kiminde delikanlı
Kiminde yetişkin bir erkektim
(Şükrü Ağbi anısına, onun duyguları adına)
Bitmek bilmeyen bir yol.
Ölüme teslim olmuş
Soğuk bir bedeni,
Ve yine odam
Gözyaşlarıma,
Aşklarıma,
Sırlarıma ortak.
Geceleri rüyalarımda,
Gündüzleri hayallerimde sımsıcak.
Kelimelerdi ilk ruhuma dokunan
Ardarda geldiler,sessizce,
Arzu dolu,sevda yüklü.
Karanlığa batmış ruhuma
Bir bir dokundular.
Hani ömrüm diyorum ya sana
Boşa değil dilimden süzülen sözler.
Gün gözlerinde doğup
Saçlarında son buluyor.
Hani baharımsın diyorum ya sana
İlkbaharımdır o tomurcuklar yeşerten
An olsun istemiyorum ellerinden mahrum,
Gözlerinden uzak bir zamanın varlığını.
Mevsim döngülerinde çaresiz bir yaprak,
Fırtınanın ortasında savrulur da bilinmezliğe
Yokluğunda kırılır kalır bedenim.
Düşlerin;
Minik bir kuş cıvıltısı belirsin kulaklarında,
Tınısında hasreti taşıyan.
Öyle de zor bir bekleyişin içinde
Kalbi heyecanla çarpan.
Beni düşün sonra
Yüreğimde onunkine denk bir heyecanla
Terk-i diyar zamanı şimdi yaprakların
Rüzgâr’ın seyrinde,
Alıp başlarını gitme zamanı.
Nereye savurur belli değil,
Ne olacağı belli değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!