bir sabun köpüğüydü yıllar
tutamadan ellerimden kayıp gitti bilinmezlere
ne kadar boş ve anlamsızdı her şey
ve bir o kadar gereksizdi yapmaya çalıştıklarım
sanki yıllar değildi bazen eriyip giden
bendim hep yalnızlığıma mahkum dağılan
biliyorum beni hiç sevmedin sen
hep başka gözle baktın bana
ve hep o renk renk
kadife yüzlü adamları sevdin sen
konuşurdun onları alıntılı
için giderdi uzun uzadıya
rumeli hisarına bakıyor gözlerim
yaşlı kayık yavaş yavaş denizi geçerken
düşünüyorum seni keşke yanımda olsaydın diye
yıldızlar yağıyor geceye ışıltılı
sevgililer el ele gözlerinin içine bakarak
fısıldaşıyorlar bilmediğim kelimeleri
gözlerim arıyor her gün
ama bulamıyor
sadece hayal ediyor bu yüzden
ruhum benimle değil
uzaklarda bir yerlerde yaşıyor
sadece vücudum bana yapışık
bir sen yaşamıyorsun içimde
ne şehirler
ne insanlar yaşıyor
söylesem korkarsın
söylemesem inanmazsın
sen sadece
buruk bir akşam sanırım
bu boğucu ağustos
karabasanlar gibi çöküyor üstüme
aklım düşüncelerimi alıp gitti sahil boyuna
et ve kemikten ibaret ben
baş başayım bir hatayla
bir zamanlar,
nasıl başlasam diyordum
ve nasıl bitirsem
oysa her şey benden evvel
başlayıp bitmişti bile
şimdi kendime çekildim
buhran zamanı yine yalnız akşamımın
aklımda bin bir düşünce
hayatın beyazlığından arınmış
hüzünler dolaşıyor ellerinde şemsiyeler
bir sağanak yağmur içinde
rüzgardan biraz daha güçlü
bir su gibiyim
akıp gidiyorum denize doğru
arkamda dağ,bahçe,ağaç ne varsa
umurumda değil bırakıp geliyorum
sana geliyorum habersiz
geliyorum akıp coşan pınarlarımdan
yine sen varsın aklımda
gülüşün ve gözlerinle bu yağmurlu akşamda
hatıralar kahretti beni gözlerimden akan yaşlara yardım ederek
hatırlıyorum da yine kahrolarak bana ne yaptığını
nefesin sanki bir fırtınaydı kalbime deli gibi esen
sözlerinse soğuk bir akarsuydu içimi sarsa sarsa delen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!