Sızı bırakıyor gün diğerine,
Her karanlık sokağın girişinde, pusuda cehennem.
Hasret, evrenin.
Evren herkesin.
Keder sığmaz insanlarıma.
Gözyaşları değil kanlı bedenlere düşen;
tutulmayan, görülmeyen
banadır acısı
kimse bilmez
nasıl sarılır? nasıl kanar yaram?
sinirlenmiş fırtınaları okyanusların
Ey bahar! ! !
saçları yıkandı sonbaharda arka sokakların,
çiçekler mi takmaya geldin.
ses mi getirdin ütopyalarda,
kahkahaları kanamayan kardeşlerimizden.
Ulu şehirlerin nazar boncuğu,
Mavilerine bakan gözlerle dolu toprak.
Melek olamayabiliriz,
Hiçbir kalbin anahtarı da olamadık belki
Gözlerimizi dolduran iyiliklerimizle ağladık bir zaman.
desensiz bir perde gök,
maviden.
açmayı bilmiyorum
suç mudur?
deniz diyoruz ya satırlarda
haykırışlarla,
Tenimin en öpülmeyenidir göz kapaklarım.
İnsana ait afetler saklar,
Tanrı’nın büyüyüp küçülen akşamlarında.
Gözlerimi unuttuğum yerler var,
Akşamların,
İşçilerdi
Kardeşlerdi
Ateş giyip,
Kıyamette gezenlerdi.
Ellerine düşen bereket değil kardeşim,
Saçların taş duvarlara kaynadığı,
Seslerin yeni doğmuş acılara verildiği
yer burası.
Özlem güneşten çok doğar.
Bir günde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!