Artık kuşları bile
Duyamaz oldum
Yaprakların rüzgarla dansını
Göremez oldum
Mavi gökyüzünü özlerken
Bulutlara her baktığımda
Fırtınalar kopsa
Rüzgar alıp getirse seni bana
Yanıma yanı başıma
Sonra yağmur yağsa
Yağmurun altında
Sevişsek saatlerce
Sus pus olmuş her yer
Ne arayan var nede soran
Eskinin birikmiş hatıraları
Yakıp yıkıyor içimi
Yüreğime inceden bir kar yağıyor
Yaktığın ateşi söndürmek için
Gözlerimiz içten içe söylese de
Dilimiz elvermedi sözcüklere
Çıkmadı kelimeler çıkamazdı da
Eksik kaldı her şey
Eksik kaldık biz
Bana veda edip kapıdan çıktığında
Bir bakışın yeterdi beni deliye çevirmeye
Ama söyleyemezdim kimselere
Yıldızlara bakıp düşlerdim seni her gece
Ama bilmezdi kimse
Saklardım seni kalbimde
Kalabalığın içinde kaybolurdum seni ararken
Uzanmıştık çimenlerin üzerine sere serpe
Çimenlerin üzerine basmayın
Yazısını umursamadan
Yıldızlara bakıp hayaller kuruyorduk
Bize karşı olan her şeye ve herkese inat
Ama şimdi sende yoksun
Kayıp bir şehirde
Kayıp zamanları yaşıyorum sensiz
Kandıra’yı aydınlatırken
Tatlı gülüşünle
İstanbul acı içinde
Özlemle bu kayıp şehirde seni bekliyorum
Yüzünü dön bana ve bak gözlerime
İçinde yalnızca sen olacaksın
Gözlerim kalbimin aynası
Gözlerim kalbimin gerçeği
Sen yüzümdeki mutluluğum
Kalbimdeki yaşamsın
Balonu elinden uçup giden
Bir çocuk gibi üzüldüm gidişine
Balonun bir daha geri gelmeyeceğini
O çocuk gibi biliyordum
Seninde geri gelmeyeceğini bildiğim gibi
Ama her şeye rağmen gözleri gökyüzünde
Karanlık bir gecede boş sokaklarda
Yine seni arıyor gönlüm
Bu karanlık bu yalnızlık
Boğuyor beni korkuyorum
Ayın silueti buz gibi soğuk
Yıldızlar ise uzak bana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!