Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde,
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum.
Sanki bir yer altı nehir çağlıyordu.
Ağlıyorsun... O taş duvarlar ağladıkça, bu ürkek yürekler kanıyor. Çığlıklar duyuluyor şehirden. Babasını ellerinden ve dünyasından söküp alırlarken 'arün leküm(yazıklar olsun hepinize) ' diyor bir küçük kız. Kulağımda yazıklar olsun nidası çınlıyor. Kızıla boyanıyor toprağın. Kudüs mahşer alanı! ..Sana çıkacak tüm yolların ucunu, hunharca bir çıkmaza düğümlediklerini izliyorum... Oysa sen, üç semavi dinin kutsal mekanındasın! Akıllara durgunluk veren bir mekan. Yahudilerin birçok mabed kurduğu, Hz. İsa'nın doğduğu, Arabistan'dan hiç çıkmadığı halde, Hz. Muhammed(sav) 'in Miracın olduğu mekan! Nasıl kan toprakların? ! ...Sitemlisin, dargınsın...Söyleniyorsun:
Ne çok gitmek istedim,
Hep kaldım.
Geç kaldım.
Bir bilsen, bu gece nasıl dardayım..
Aklımda dağ gibi düş şimdi..
Bana sağnak sağnak bakıyorsun bazen,
Islanıyorum baktıkça sen..
Uslanıyorum.
Seviyorum dibini dizinin,
yazıyorsun uzun bir masal gibi ikimizi,
bir çöl vaat edildi.
hükümsüz uğurlandı mecnunlar...
süresiz ve metanetli sığınaklar bulmaya.
gidişler hep mecnunlara göreydi zaten,
kalışlar leylara
/sana bilmem kimden haber var derler..
bilmem ki kim../
Her şey biter.
Soluk bir yüz düşer aynalardan önce.
/Sevdalar lehimlediler topraklarına.
Gemileri karaya taşıdılar,
Her taşına bir isim,
Her taşına bir can,
Bir güzide nesil tutuldu sana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!