Hatırlar mısınız o ziyareti Atik Valde’de?
Neydi o temaşa şu küskün, kara gözlerde.
Fecre karşı latif uğultusu eski bülbülünün,
Artık ne feryadı kaldı ne sevdası bu gönlümün.
Üsküdar’da akşam vakti sözler yine beyhude,
Kırık mehtab uyandı dalgın sulu aheste körfezde,
Gökte Dolunay olduğu her gece,
İsmin aklımda hece hece,
Ve esen hafif yel beni götürüyor o günlere gizlice.
Hani o kırık bağırış çağırış ve pürüzsüz mütareke.
Kalplerimizdeki karanlığı hissetmek
Ve ardından aydınlığı öylece buluvermek.
Yanaram senin sevdan ateşiyle,
Şol aşk-ı canan muvakkat sanmayın.
Şol sevgilinin cemal-i hüsnüne,
Mahşer-i elvan kafi gelir sanmayın.
Dalgalar mehtapla ayrılık şarkısını çalıyorken,
En güzel kasımpatıyı kopardım hoş bahçenden.
Bahtiyar gönül giriftar oldu sevda hakikatinden,
Gör, perişan oldu halim vücud ikliminden.
Hani dün çalıyordu hüzzam bestesi hanendelerin,
Sendin o gün sultanı bütün nazendelerin.
Sanma pehlum üstühanı büt-i yara mest olur,
Lakin anda dehr-i dünya terk-i nazargah olur.
Kılma masivayı derdim, artırıp sevda olur,
Zat-ı seng dil noksanı görmez de kul mağrur olur.
Ömrün en güzel rüyası bu gecede gizli,
Havaya hakim yasemen kokusu ve yaz meltemi,
Hâlâ silinmemiş üstü tozlu saadetin izi,
Mehtap aydınlatıyor bin yıllık ahdimizi,
Bak çalıyor bugünün nihavend bestesi.
Ey merdümgiriz! Arz-ı ahvalimden o ne anlar?
Zamanın izlerinde sana rastladım bugün.
Kelimelerin bir şiir, dudakların yeni açmış bir çiçek gibi,
Ellerin dans ediyor önümde, kar yağmış saçlarınsa bir sürgün.
Gülüşün duyduğumda beni aniden var edecek bir melodi,
Kokunsa uzak diyarların baharında esen melteme benziyor,
Ve gözlerin sepya bir fotoğrafın en güzel tonunu andırıyor sevgilim.
Sandalla geçen aşıkane sözler duyunca ben,
Şu kaplayan hüzündür yüreğimi.
Her adım, her nefes, her lahzada sen,
Bu gece letafetle dolar Heybeli.
Leblerine düşen bir pare-i ziya,
Aydınlatır tek bir kelamla bu gökkubbeyi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!