Çocukluğa hasret yaşıyoruz hepimiz,
Ne ayrım, ne kavga,ne de savaş,
Küskünlükler bir günlük,
Kalpler kinden arınmış,
Önyargı duvarı yıkılmış,
Sevinçler bir, gözyaşı bir,
Yaşıyoruz hayatı bilmecelerinde kaybolup,
Bazen kendimizi tanıyamayacak hale düşeriz,
Bazen de "işte bu benim" deyip hayata dört elle sarılıyoruz.
İşte hayata dört elle sarıldığımız o anda;
Ne kadar küskünlükler,dargınlıklar varsa unutulsun isteriz,
Bir de yanımızda o güzel gözleri ile gülümseyen,
Ey çocuk!
Yok mu sanırsın sokakların ana-babasını,
Yok mu sanırsın zenginlerin yokluk düşlerini,
Ey Çocuk!
Yürekleri sizler için yanan her birey sokakların anası babasıdır.
Git! Çook uzak olan o yere,
Zalimlerin, işkencecilerin olmadığı o yere,
Farklılıkların huzur içerisinde olduğu,
Kimsenin lider, önder olmadığı,
Paranın hüküm süremediği,
Devlet denen lanet şeyin olmadığı,
"Bir genç bedenini ateşe verdi soruşturmalar sürüyor"
9.sınıf öğrencisi Fırat'ın, Müslüm'ün, Mustafa'nın
Bedenini ateşe verme eylemleri hep haberlerde kaldı
Gerekçesi belli değil, "yakmış bedenenini kandırılmış çocuklar"
Ailesi önemli değil "sahip çıkamamışlar çocuklarına"
Kimsenin yüreğinin cız olduğu yok,
Gel hanım gel,
Fotoğraf çektirelim gülümseyerek,
Ölüme inat,
Öngördüğümüzü hissettirelim fotomuzda,
Fotoğraf çektirelim hanım,
Ölümü küçümseyerek,
Açsam pencereyi ulaşır mıyım insanların iyisine, onurlusuna?
Hayatın güzellikleri kucak açar mı bu korkak bedenime?
Yoksa yine kalır mıyım, böyle düşünceli ve mahsun?
Kalkarmıyım ayağa, uçar mıyım cennetin sonsuzluğuna.
Açsam pencereyi ulaşabilir miyim yarin misk u amber kokusuna?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!