Ezilenlerin saf tuttuğu
hak hukuk rejiminin ünlem işareti
çiçek açmış tohumun üç fidanı
üç ayrı çiçeği idin
sen bir devrim sen bir devrimci idin
dar ağacında kalmış olabilir belki
Yalnızlığım da uzak bir diyardın
saklıydın saklanandın ve saklımdaydın
oysa ki her uzanışımda
sessiz bir çığlık yüreğime sığmaz
bir umuttun
ama artık seni köhne limanlarda
Gazete kağıtların dan yaptım
umuda yolculuk seferini
ve olur ya diye ne umutlar
ne sevdalar yükledim yüreğime sığmayıp ta
bir müsvette kağıt parçasına sığan
bazen gidişinde ki o süzülüşe müptelaydım
Umutsuzca bir yaşam bu ve umutsuzca bir sevda
aşina bir sevda değildiki bu
ateşide yangınıda yüreğimde
güzel olduğun kadar yüreğinde güzel
zaten seni farklı kılan yüreğin idi
unutmaki yüreğimdeki bu yangın
kurumuş yaprak gibiydi esir bedenim
dokununca dökülüp, dökülüp ufalanmak gibi
bir his vermişti aklımı firara
belkide bir çaresizlikti bu
belkide yalnızlık koy vermişti
tutsaklığım da..
sen tezek kokusu
bense miski amberkokusu
sen otlu peynirin otunu
Artık söz verdim kendime
hergün yokluğuna kızarak içtiğim
meyhanenin yolunu tutmayacak
bu ayaklarım
ve sesine müptela
kulaklarımdan söktüm attım o sözlerini
Kuruyemişçide tanıştım al yanakların la
kızıla çalan saçlarınla
alıkoyamıyordum ki gözlerimi
güzelliğinden ne satın alacağıma
inanmazdım yıldırım denilen aşka
ama sen yıldırım gibi çakıldın
Hayatı tarumer eden
isyankar bir yalnızlık bu
sonu hep keşkelerle bağlanan
rüzgarlı bir tepenin en uç noktası gibi
bu yalnızlık
intihara sürükleyen
ve artık dünyadasın evlat
tıpkı gökkuşağı gibi renkli bir dünyada
her renk ilgi odağında
ama seçemezsin
...
her rengi üzerine yakıştırırlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!