Esir Orman'da özgürüm
Kanat ağrıları çekiyorum omuzlarımda
Geniş Kocaman göğsüne yasladım başımı
Sevilmeye hazırlandım gözlerimi kısıp
Tüylerimi kabartarak
Gitmek istediğin yere götürmeye söz verdim
Bilmediğim bir yol olmasına rağmen
Yanlış bir yerden döndümse;
Söylemelisin.
DUR dememelisin.Lütfen!
Hem daha gelmedik hem yanlış yoldayız.
Sesimi hayal et, ismini çağır
Çok uzak yerde değilim,
bastığın yer kadar yakınım.
Bir kurşunluk yoldayım.
Ben seni zaferle gelesin diye yaşattım
Hey Savaş! elin boş gelme
Elinde büyük bir zaferle gel
Bana kan ver yaralı gel
Lakin dudağında zafer ıslığıyla
yırtılmış olsun ve paramparça kıyafetin
Gozun yasi ciksin gozesinden
Dertlessin derin derin
Felegin biraktigi derin cizgiden
Suzulup gelsin kan yurumus dudagina
Gul yapraginda damlaymis gibi
Suzulsun gelsin
Gidiyor musun? bir elin ve bir ayağın dışarıda,
soğuk geliyor kapıdan,yeni botlarını giyde git
ayakların üşümesin.
gece benim gibi yanan soba
sabaha karşı her soba gibi söndü
Büyük coşkuyla karşılandım
Korumalara çarpıp kaçan,
Bahardı.Güldü bana Deniz
Işıklar umutlarıyla parça parça,
Mavi,Yeşil boyalar döktü Denize
Bir şeytan çıktı içinden senin kadar güzel,
Şırınga olup damarına girmeye çalıştım,serum olup
Bu sırada; Omuzumdan tutup bütün ellerini kullanarak
kalbime,gözüme vurdu,
Ne kadar iyim varsa yüzüme vurdu
Senin önüne döktüğüm içimde ne varsa.
Ve şimdi maçsızım kümelerin dışındayım
Amaçsızım...
Nefsini şımartanların sofrasında sundu beni hayat!
Olmamışların beklenti süresi doldu
Alt satırlar gibi olacak
Sarıya bulaşık kızıl hayallerin Siyah ölümü
Bordo bir duvarda çakılmış,
Bir sigara yakmış Ressam
bir elinde büyük bir şişe
Kendisini sorgular ben mi yaptım diye
Fırçanın tüyleri dökülmüş Palet renkleri aşmış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!