I
Ey Kafkasların yüksek kartal yuvası,
Ey Türklüğün düşmez ebedi kalası.
Koç yiğidin vatan sevgisiyle beslenir,
Taze gelinlerin, ay yıldızlarla süslenir.
Sana kim nasıl yan bakmaya cüret eder;
Varlığın güven verir, düşmanı kahr eder.
II
Kuzeydoğuda, serhatta sevgili ilim,
Bir ziyaret edip havasını kokladım.
Çocukluktan kalan özlem çekti götürdü,
Ben gezip seyrederken o yüzüme güldü.
O mübarek şehrimi gezdim adım adım,
Çocukluk günlerimi yeniden yaşadım.
Özlemişim taşını toprağını Kars’ın,
Bir taşını tamamına değişmem Farsın.
Kazım Paşa’da yedim eşsiz kebabını,
İkramlarda bulundum, aldım sevabını.
Öğretmen evinde şahane ağırlandık,
Yeni dostlar edindik, daha çok bağlandık
Bol oksijenli temiz yayla havası
Mis gibi kokuyor, her kavurma tavası.
Doğal güzellikler insanı cezbediyor,
Gezip görenler bir daha gelecem diyor.
Bir caddeden başka caddeye geçiyorsun,
Ne kadar bir birine benziyor diyorsun.
Binalar az katlı, yontma taştan yapılmış.,
Bu taş binalar, desenlenmiş, parlatılmış.
Uygun yerler güzel heykellerle süslenmiş,
Her taraf tarihi dokularla beslenmiş.
Uzun yıllar görmedim, oldukça özledim,
Şimdi de yetişkinlik gözüyle gözledim.
O taş yapılar taraklarla nakışlanmış,
Ve her bir taş da dantel gibi işlenmiş.
III
Ufka baktım da gördüm bin yıl ötesini,
Sultan Alpaslan’ın duydum aslan sesini.
Kırat üstünde egeyi gösteriyordu,
“Haydi aslanlarım daha ileri” diyordu.
Bak şimdi tarih ters tekerrür ediyordu,
İskender, doğudan batıya gidiyordu.
Kendine ve milletine inanıyordu,
Zafer mutlaka inananların diyordu.
Aklım fikrim o gün maziye takılmıştı,
O devirleri sevmiş, orada kalmıştı.
Neden sonra toparlanıp kendime geldim,
Nerede, ne zamanda olduğumu bildim.
Gözlerim kaledeki bayrağa takıldı,
Birden coşan yüreğim ay yıldızda kaldı.
Kars kalesi, yurdun en sağlam kalkanıdır,
Taşı toprağı boyayan, şehit kanıdır.
Tarih boyu çok saldırılar göğüsledi,
Kahramanca direndi, faturalar ödedi.
Düşmanları durdurdu, siper etti yurdu,
Gazi Kars olarak da duyurdu adını.
Ey gaziler yurdu, şehitler diyarı,
Büyük Türklüğün ezelden ebede yarı.
Her zaman ki bu büyük milletin malıdır,
Bağrında her birey bir Kafkas kartalıdır.
Hezimete uğramıştır, melun düşmanın,
Hep destanlarla yücelmiştir büyük adın.
Şimdi sağlam mevzilerle dolu her yanın,
Çelikten kalkanısın bu aziz vatanın.
Ayla yıldız dalgalanır kalen burcunda,
Türklüğün teri ve nuru vardır harcında.
Doğudan gelene giriş kapısı yurdun,
Aşılmaz kalenle bizi bekledin durdun.
IV
Bu yaylada hava soğuk, insan sıcaktır,
Gönüller ferahtır, sevgi kucak kucaktır.
Tarım ile hayvancılık geçim yoludur,
Mağazalar meşhur Kars kaşarı doludur.
Bir birinden kıymetlidir etiyle sütü,
Bu yaylalarda barınamaz hiçbir kötü.
Kafkas arısının ülkede tek merası,
Doğal yollardan üretilir balın hası.
Bu serin bölgenin çok meşhurdur kaz eti,
Damaklardan yıllarca hiç gitmez lezzeti.
Kebapların kokuları taşar şehirden,
Lezzetin nefis meltemi eser her yerden.
Bir kahvaltı yaptık, yağla, balla, kaymakla;
Karsın güzellikleri biter mi saymakla…
Bu serhat şehrimizi gezip görmek gerek,
Görenler hep sevdi.”ne kadar güzel” diyerek.
Kars dediğimiz, güllü çiçekli bir yayla,
Seni bekler, doğal gıda ve soğuk suyla…
10.04.2015
Osman ÇağlayanKayıt Tarihi : 18.2.2017 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!