Şerha Oldu Aşkın İlmi Atlasımda

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Şerha Oldu Aşkın İlmi Atlasımda

Bilmek istemek belki de bilmek istememektir özleyişim. Derin bir yüreğin endurunlarında okudu sevdam. Mecnun gibi çölden beslenmedi sevilerim. Çöldeki her kum tanesini Leyla olarak görmedim. İstanbul kadardı sana olan künhüm. Büyük ve bir o kadar da küçüktü.
-Düğümleri çözmeyi bilmedi kader. Kederine benden tanımsız benler ekledi. Aşka ilmi sirenler çaldı. Seni sosyal atlasın her yeşilinde buldum.
- Sistem mühendisliğinin öncüsü,astronom ve mekanikçi Ahmed Bin Musa’nın can kızı oldun.Ruhumun sistemlerini çözemedin.Yaşam mekanik bir algı değildi oysa.Senden uzak kalmanın yaryüzünü bulamazdın bensiz…
*
Pasteur’dan önce Mikrobu bulan ilk bilim adamı. İstanbul fethinin manevi babası ve Fatih sultan Mehmet' in Hocası olan Akşemsettin’in bizi özetler. Harflerinden senin adın çıkıyor.Benim sonum çıkıyor. Bana benziyor bu ilmi atlas. Senin Fatih’in bendim. İlk kez bütün ilklerine iliklerine kadar, ilgime kadar, aşkına kadar, kaderine ve kadarına kadar sana ilk kez geldim. Oysa surların vardı. Oysa seni fethetmeye gelen yüzlerce erkek vardı. Ben geldim. Sultan 1. Aşıkkettin olarak. Surların ve sırlarına rağmen, Aşkşemsettin olarak geldim sana.
-İstanbul’da bir güzeli sevdim, İstanbul’u daha çok sevdim…

Bin ben vardı bende.Hangi ben’e geçtin.Hangi ben’den geçtin,Hangi ben’de kallavilerinin kavını yaktın bilemedim yar.
-İçimde her şeyi SEN ‘e dönüştüren sevilerin suyu var. Hangi güzelin aşk ırmağı aksa sen ‘e dönüşüyor aşk ve yalnızlığım.
Yüreğinle kalayladığın keder tasımdan kimse içemez oldu. Susuz bir aşk yılındayım.
Nadaslarıma yağan damlalarından başka ıslak hülylar göremiyorum. Kurak ve ırak bir uzak kalışın armasını taşıyor yalınç halim. Beni senden bulamıyor bulgular.
Med-cezir olayını (gel-git) ilk keşfeden bilgin olan “Ebu Maşer” olup gelgitlerinde ay yüzünün mahşerini yaşıyorum.
-Ay bir yandan şem…Şem bir yandan sen yanımı eritiyor. Yanıyor aşk ve gece…
-Yüreğinle sevmediğinin sosyolojik merdivenlerinde susuyor suskularım. Tarihi ilim haline getiren sosyolojiyi kuran mütefekkir ve psikolojiyi tarihe uygulamış, ilk defa tarih felsefesi yapan büyük sosyolog, şehircilik uzmanı
İslam tarihçisi olan İbn-i Haldun’un içtepi aynasında kendimi bulamıyorum.
-Ruhumun psiko-sosyal aynasını çözemiyor İbn-i Haldun:
“Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.” Burada şair eriyor sana. Geçmişimin Diclesi sendin. Ben de Fırat. Aşkım Mezopotamya’sında
Biz olarak akıp Basr’dan sonsuz bir aşk damla olup yaşamıştı. Şimdi Basra kan ağlıyor.Şimdi Dicle’de azınlık ırkların cesetleri akıyor. Şimdi kardeş iki toplum arasında çıkarın sülünleri kan ile an arasında oyunlar seriyor…Ölüyor kardeşler can gülüm. Fırat akmıyor, Fırat suskun… Fırat’tan ötesinde oyunlar içinde bin oyun… Oysa Kömürhan köprüsü Harput’a bakar.
-Har çıkarların putlarını yakmıştır. Senden ve içimdeki sevi putlarından eser kalmamıştır.
- Sen olan, sen kalan yüreğimi gel incit incetebilirsen. Gel kanat, Ortadoğu’n hep kan akarken. Hangi sülün emer petrol ve diğer enerjilere mayalı çala kalem günlerini.
-Sen kentli bir Leyla’nın aşk görmüş, ilim görmüş, en önemlisi beni görmüş, yaşamaş ve de benden gitmişisin.
-Senden ders alıyor gidenler, yeniden gelenler. Ki en son dirheme yazdım gelişini.Kırgınlıklarımız, kızgınlıklarımız can mazisini silecek yeknasak bir yüreğin dünyasıyız. Ki biz ilim ile kal arasında ince bir çizginin “ Sırat”ıyız. Cennetine gelmek için cehennemleri yaşıyor sensiz halim. Orada Huri olarak sallanıp durma uzak kalışlarımın yolunda.
-Yüreğini yoluna seren bir serperim
Doktorların sultanı. Eserleri Avrupa üniversitelerinde 600 sene temel kitap olarak okutulan dahi doktor. Hastalık yayan küçük organizmalar, civa ile tedavi, Pastör' e ışık tutması, ilaç bilim ustası, dış belirtilere dayanarak teşhis koyma, botanik ve zooloji ile ilgilendi, Fizikle ilgilendi, jeoloji ilminin babası ve yüreğimin can atlası İbn-i Sina nedensizliğime çare bulamıyor yar.
-Diyor ki yaramın aynasında:
“İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve Tanrısal bilgelik de kandilin yağı gibidir. Bu yanar ve ışık saçarsa o zaman sana 'diri' denilir.”
“Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.” Benim gör halimi kör etme yar. Bu ilmi atlasın yeşillerinde seni büyüttüm.
-Aşk ile ilim arasında, aşk ile deha arasında, aşk ile vaha arasında, aşk ile senin aranda, aşk ile aşk arasında hangi beni taşıyor, hangi beni yaşayamıyorum bilemiyorum.

Göğsümde senin sızıların , sözlerimde senin damlaların, ömrümde senin denizlerin, hayallerimde, tufanların eser durur.
-Şerha uzaklarının her keresine seni bir kere yakın bir yar olarak yaşayıp sustum.
Geliyorum yollarında sen olmaya dair ilmi atlaslar yakmaya.
-Geliyorum asıl kendime. Sonrası senden de benden de aşktan da yakınlara yangın yeridir.
-Külüne değil, gülüne sularımı akıttım .Yıkanmazsa da sevda hep pak kalacak bu sevi isteyişle bilesin. Unutamadığım ummanım her damlası aşk- ı zerim.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 28.3.2011 19:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan