Takılıp kaldım.
Soğuk gecelerinde bu şehrin,
Sen gittin...
Bilmem kaç eylül geçti sokağınızdan,
Kaç şubat baktı pencerenizden,
Ben bırakmadım ki seni...
Sen gittin...
İçimde cam göbeği gözlerin,
Dudaklarımda gizlice ismin,
Ben bırakmadım ki seni
Sen gittin...
Evliyim şimdi.
Çocuklar da büyüdü,
Eylülü yüreğime
Şubatı şakaklarıma aldım.
Ve yasakladım
Nisan yağmurlarına sokağınızı,
Damlalar gözlerimde kaldı
Sen gittin...
Ben bırakmadım ki seni,
Sen gittin....
Kayıt Tarihi : 7.4.2007 15:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Yıllardır gitmek istediğim bu şehirden yüreğim dahil olmak üzere, ben hariç bütün sevdiklerim gitti. Ben kaldım. 2002 Kış
![Mehmet Ekinci](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/04/07/sergender-42.jpg)
Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
teşekkürler arkadaşım.. Aşağıdaki şiirle Selâmlarımı gönderiyorum.
Yaşar BAYAR
SANA NE SÖYLESEM ÖMRÜM
Güz geldi ah, güle ne söylesem
Sana ne söylesem ömrüm
Sen ki şiirler düşürürdün
Uzun uğultularla akan sulara
Toprağın tuzu, taşın izi olurdum
Ayışığı toplardın güllerden
Gecenin ürpertisinden çocukluğumuza
Kırgın hülyalarımıza yazılarda
Oradan oraya savurduğumuz
Sarılan sarılan yalnızlığa
Şimdi nasıl koysam yerine
Kırılan dalı, örselenen çiçeği
Okşasam usulca, öpsem öpsem
Bulutlarla düşlesem, kuşlarla düşünsem,
Şiirle sağaltsam sayrı yüreğimi
Sana ne söylesem ömrüm sana
Sen ki gümüş pullar düşürürdün
Bulanık karanlığına hüznümüzün
Yeniden yeniden kazanırdık umudu
Unutulurdu yenilgi, susardı ölüm
Güz geldi ah, güle ne söylesem
Sana ne söylesem ömrüm
Toparlan, kanınla katıl haydi
Kalan ömrünle, kanayan yanınla
Bir yoğunluğa koy günlerini
TÜM YORUMLAR (4)