Bir tün mehtap çıktı göğe
Saye bir buluttu yelesindeki maviliği yutan
İnceden savurdu gök mavisi yelesini tüne
Dalya'nın taçları süzülüyor
Mehtap bir yasemin okşarcasına ejderi
Rüzgar yükseliyor
Sanmayasınız ki yalnızca mezarda ölü
Canlı mezar yok mudur?
Bağırıma, bağırma bomboş
Geceye kefen yok mudur?
Üşüyorum, gece buz...
Mum
Yarı yanar mum boş çerçevede gördüğünde kendini
Ayın küresinde yıldızlar bir çember yaratmış
Bu gece ay çıkacak diyorlar
Denize yatacak tüm yalanlar
Yıldızlarda çıkar mı?
Gökte siyahı yalanlar
Ölü ve karanlık yıldızlar
Ayı sarhoş etmişler
Gecelerim de içim gibi
Aysa saçların gibi
Sarı
Gecem sarı ve siyah
Sayıklıyor ağaçların dalları adını
Güneş doğmayacak
Kaldırımlardayım, üstte siyah bir martı
Beyazlan eski yağmurda
Maviydi, mavi bulutlar
Uzuyor dallar, ne de güzeller
Dağları kediler kamçılar, iki patili adımlar
Sonsuza kadar bahar
Kestane dallar efsunkār
Ormanla maviye kilitli
Kadife gecede kuşlar kesildi
Aklar ağlıyor ağır sesiyle Üşüyorum, yağmur yağıyor ince gönül Bir düş gördüm gece vahşi kırlangıçlar ve ay Ala gözlüm, dağ çiçeği kokulu saçlım
Dağ yarılır cennet olur bir busesine Aklar ağlıyor ağır sesiyle Üşüyorum, yağmur yağıyor ince gönül
Bir düş gördüm içinde sen Bir yağmur ay-güneş Kollarında başım Bir buse geçer dudağıma çiğ...
Ben yalnızlığın efendisi
Geceyi saran benim kara serçemdir
Kadifedir bahçelerim gecenin gecesinde
Ben yalnızlığın efendisi
Ölüdür kiraz bahçeleri
Anca dikerler bu bahçeye
Tanrı doğarken hüzünle bağıran tene
Göğüslerine şiir konarmış kadınların
Ve yeşil saçlı kadın"şiir" dermiş
Mavi şalını doğrulurken tüne
Bağırır
Bağırır
Kendisini ve şiirlerini çok severiz