Perdeleri hafif aralık bırak,
Süzülsün içime kalbinden ışık.
Ayın gölgesinde üşürken zambak,
Kırılgan camlarda gezintiye çık.
İhrama bürülü gibi hayalin,
Gezinsin derbeder kızıl akşamda.
Bir titrek yıldıza uzansın elin,
Endamın belirsin buğulu camda.
Geceyi kuşatsın Eylül’ün hüznü,
Uzakta çağlasın suların sesi.
Geçmişe gömerken bir gamlı günü,
Aksetsin ruhundan hayat busesi.
Veda bestesini çalarken Eylül,
Ürperen tenini okşasın rüzgar.
Anılar boşluğa savrulsun tül tül,
Bitmesin bu beste sabaha kadar.
(Taşova, 29.09.2010)
Ali Rıza AtasoyKayıt Tarihi : 29.9.2010 17:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Rıza Atasoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/09/29/serenat-eylul-e-veda.jpg)
Kudretli kaleminizden manidar bir serenad okudum.
Kaleminiz susmasın, coştukça coşsun. İlhamınız artsın, eksilmesin, taşsın dökülmesin.
100+anto.
Selam ve dualar..
TÜM YORUMLAR (19)