Genç yaşında solan bir çiçek desek...
İki taş arasında bir yaprak
Tost ekmeği arasında kaşar
Göz kapakları arasında yaş
Kitap arasında bir resim
Deftere sıkışmış bir şiir
İnsanlar arasında duvarlar
Demir tavında dövülür, ocakta erirmiş
Kızgın demir dövüldükçe incelip sertleşirmiş
Keskin bir çeliğe dönüştüm dövülmeden
Kayboldum o yemyeşil enginlerde erimeden
Şairin dediği gibi beni bu havalar değil
Senin o buğulu yeşil gözlerin mahvetti.
Bak ne güzel gülmek
Her şeyi unutup gülebilmek.
Ağlama be bebeğim
Ağlama ne olur
Ağlamak iş değil
İş gülmesini bilebilmek.
Hastayım sevdiğim hastayım hem de çok
Düşüncelerim yorgun
Ve dudaklarımdan çıkmak bilmeyen kelimeler
Gözlerim buğulu, anlamsızlık içindeler
11.12.2022
Hiç düşündün mü nasıl yuvarlanır bir kaya
Tepesinden dağın, eteklerine
Hiç düşündün mü kuyuya atılan taşın
Suya çarpana kadar boşlukta hissettiklerini
O sessizliği
Ve ardından gelen haykırışı
Şiirlerimi hep bir hayale yazarım ben.
Etiyle, kemiğiyle, kokusuyla, teniyle,
Düşümdeki aşka yazıyorum onları.
Çok tuhafım bu ara.
Yazarken ona akıyorum.
Akarken, düşünde bile kaybolup gidiyorum.
Kısmetimiz böyleymiş ne yapalım.
Dün kurada gülmek çıkmıştı bize
Bugün ağlayacağız birlikte, denize
Damla damla akacak gözyaşlarımız
Damla damla akacak genize.
Bir martıydık biz masmavi göklerde
Kanat çırpıyorduk sonsuz enginlerde
Özgürlüğün doyumsuz tadını çekiyorduk
Her nefeste biraz daha içimize.
21.11.2022
Dudaklarım çatlardı, sen öpmeden önce.
Gözlerim yaşlıydı, sen bakmadan önce.
Hayat çok anlamsız ve manasızmış;
Aşkınla kavrulup, yanmadan önce.
Yetişkindim, aşkınla çocuk olmadan önce.
Geçmiyor günler saatler,
Düşünmeden edemiyorum seni.
Ne yana baksam sen,
Ne yana baksam senin yeşil gözlerin.
Bir tutam perçem deyince,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!