Selam..
Belki biraz uzun olacak ama,kıssadan hisse kapanların yavaş yavaş yok olduğu bu ülkede,namusun,şerefin,hayatın çok ucuzladığını hatta yok olmaya yüz tuttuğunu görmek içimi acıttı..17 Aylık bir bebeği para karşılığı satan bir ananın ve bu bebeği kendi hayvani egolarını tatmin için tecavüz eden şerefsizlerin gittikçe arttığını görmek içimi acıttı.Ve onlarla aynı havayı teneffüs etmek kanıma dokundu..Bu şiirimi daha önce okuyanlar bilir.Bu kez öykü olarak sunmak istedim.
Saygılarımla.
Bir çocuk tanıdım ben,geçen kış Silahtar'da.Aç,açık yalın ayak onüç/ondört yaşlarda.Tanışmamız garip ti.Anası yaşındayken beni canı çekmişti.Öyle bir laf attı ki önceden duymadığım.Kızsam mı gülsemiydim..
Yanına gittiğimde,öncve kaçacak oldu.Güldüğümü görünce, azıcık rahatladı..
Adını sordum ilkin.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
cok duygulandım tşkler
Ayağa kalkabilsem önünüzde saygı ile eğilirdim. oturduğum yerden duyarlı yüreğinizi kutluyorum. O kadar çok Can Ali varki , herkesin üstüne düşeni yapıp bu sosyal yaraya çözüm bulması dileğiyle. Saygılar.
Birol Hepgüler
Ürperdim okurken, söyliyecek hic bir sey bulamiyorum, sadece maalesef diyorum ve kutluyorum bu hikayenizi bizimle paylastiginiz icin, ve insaf diyorum görüpte görmeyenlere......yüreginize saglik
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta