Yaşı pek geçkin olmamasına rağmen,yine de değneksiz yürüyemiyordu.Mutlaka bir destek gerekiyordu,bir et bir kemik kalmış bedene.”Ah gençlik! Nerde o,şerefşiz yaşadığım günler? ” diyerek,yataktan doğrulup,kalkmaya niyetlendi.Elini sağa sola sürterek,şerefi aramaya koyuldu.Şeref ortalarda yoktu...
“Nereye gitti! Kim aldı Şerefimi? “ direyerk,kaybolma kuşkuşuna kapıldı.Epey yoklamadan sonra,yana doğrulup,emekleyerek duvara yaklaşmaya çabaladı.Deney görmüş bir fare misali,bacakları yere sürenerek duvara yanaştı ve tutunarak,kapıya yöneldi.Kapı kapalıydı.Ellerin hüneri yerinde ve hizmette kusur etmiyorlardı.Bacakları ihanet etmiş, onu şerefe mutaç etmişlerdi.Bugün şeref de ortalardan yok olmuştu.
Sola,duvara tutunup, kapıyı araladı ve dışarıdakilere “...şerefimi kim aldııı? Lütfen getirin.Onsuz adım atamıyorum.Benimle oyun oynamayın.Ben sizin oyuncağınız değilim.”diye seslendi.
Çıt çıkmadı.Bahçede oyun oynayan torunlaradan(çocuklradan) biri”bovo-kâlo (büyük dede –baba) dün sokakta uyun oynarken,Polis bizleri eve kardar kovaladı.Evde arama yaptılar.Hani sen,değeneğin üzerine(şeref dedeğin değnekin-asanın) -şerefim her şeyimdir-kazıtmştın ya! İşte bunu sakıncalı görüp,suç delili diyerek alıkoydular.Yani anlayacağın polis değneğini nezarete attı. ”
Derinden bir nefes alark “offf” dedi. Merdivenlerin mermer basamklarına yığılı verdi.Ağzından” şerefsiz yaşamaktansa,şerefle ölmeği tercih ederim...” dedi ve görmeyen gözleri açık kalarak, orada can verip,yaşama veda etti.
.........................
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta