Yavuz Selim Han ve meşhur Çaldıran,
O'ydu fitneyi ortadan kaldıran.
Tam sağlanmıştı ülkemizde birlik,
Artık yenilik üstüne yenilik...
Altın yazılı zafer Merc-i Dabık,
Ünvan devretti, Halife-i Sabık.
Erdi Selim Han, çok büyük şerefe,
Sultanken şimdi olmuştu halife.
Yolları düştü tam Sina Çölü'ne,
Çöl çiçek saçtı, ordunun yoluna,
Ridaniye'de, dize geldi Memluk,
Terli alınla secdedir mutluluk...
Sultan Selim Han, Şah-ı Ruy-i Zemin,
Halifemiz ve Emir ül- Müminin.
Orduyla birlik revan oldu yola,
Yirmibeş ayda döndü İstanbul'a.
Mehterler hazır, İstanbul'da kat kat,
Çoşku sel oldu, dayanmaz barikat..
Halk Halife'yi basacak bağrına,
İstanbul kurban olacak uğruna.
Gelmesin diye nefsine bir gurur,
Basit bir kayık aratıp buldurur.
Boğazdan geçip kayıkla o gece,
Denizden gelir, saraya gizlice.
Emanetler de geldi hep beraber,
Şimdi nur saçar, Alem-i Peygamber...
Göz kamaştırır, O Mukaddes Makam,
İşte şeref bu! Ölçemez bir rakam!
Şarktan ta garba, sanki bir Zülkarneyn,
Hem Sultan'dır hem Hadim ül-Harameyn.
Rahat yatakta uyumadı bir kez,
İstanbul oldu dünyalara merkez.
Şimdi Makam-ı Hilafet İstanbul,
Küfrün önünde sağlam set İstanbul.
Hey mehter başı! Vurdur şu davula!
Bu büyük şeref, yeter İstanbul'a! ..
(İstanbul:21.03.2006)
Ekrem ŞamaKayıt Tarihi : 6.12.2006 07:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ekrem Şama](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/06/serefli-istanbul.jpg)
Ahmet Ayaz
Mehteri de çok severim.
Ekrem bey, ben bir kere canlı sizin sesinizden dinlemek isterdim İstanbulu..:)
Muhteşem şiir...
Saygılar.
Nerelerden nerelere...
Dizelerinizde ki şerefli istanbul hey!
Tesadüf bu ya ...Benim bu sabah okuduğum ikinci İstanbul şiiriydiMüsadenizle diğer şiiri de bu sayfaya taşıyayım...
Dünden bu güne neler değişmiş...
SELAMLAR
Anlat İstanbul Birazda Sen Anlat
anlat istanbul birazda sen anlat
nice entellektüel senin en güzel yüzünü
resimlere çizdi.
kimileri ise romanlarına,
kitaplarına,köşe yazılarına
seni başkahraman yaptı.
şiirlerin en alımlı mısraları ise
hep sana ayrıldı.
anlat istanbul biraz da sen anlat
anlatılan dan farklı olan
yüzünü bize sen anlat
ne oldu istanbul neden sustun! ! !
kaç cana kıydığını
kaç hayali yıktığını birazda sen anlat
anlat istanbul birazda sen anlat.
hani dağın taşın toprağın altın dıya
bize onlardan anlat.
devasa yüreğinin merkezini görmeyen
kaç varoş mahallesinin nüfusu olduğunu
veyahut kız kulesinin karşısında şiirlerinde
simit yerken duyduğu mutluluğu
anlatanlara inat simit bulamadığın canları
bize sen anlat.
boğazda balık rakı sefası yaparken
senin seyrine dalıp,
yıllanmış şarabını yudumlarken
istanbul kadar eski,istanbul kadar güzel
diyenlere inat
gözlerini kör ettiğin
bu insanların göremediği
faili meçhul cinayetlerini,
yada ihanete uğrattığın
sevgileri anlat.
anlat istanbul biraz da sen anlat
kanlıcayı bırak,
yoğurt yediremediğin kaç cocuğun
salıcak sahilini dahi görmeyen kaç yüzün
ayakkabı boyarken boya sandığında
kendince fırçasıyla ritm tutan
boyayalım mı abi derken
aslında hayallerini satan
eli yüzü kirli ama
yürekleri temiz insanlarını
bize sen anlat
anlat istanbul biraz da sen anlat
ne oldu istanbul neden sustun!
duymuyormusun beni!
her mevsimi şaşahayla yaşayan
sen değilmisin.
sen değilmisin, kavgaların şehri
yüreğinde barındırdığın
acı gerçekleri bize sen anlat
anlat istanbul biraz da sen anlat....
Güneyce Yakılanlar
TÜM YORUMLAR (3)