Demek haktan, hakikatten bahsediyorsunuz ha!
Öyleyse kalem sizin mekân sizindir.
Yetimden, fakirden söz ediyorsunuz ha!
Bir nebze olsun çıkarımız yok diyorsunuz,
Öyleyse ne diye inkârda ısrar ediyorsunuz?
Bu kararan kalplerin pası sizindir;
Gönül kalemi akla geleni yazanda
Okumakla bulunamaz beni anlamak
Dil dediğin kemiksiz heryere dönende
Söylemekle bilinemez beni anlamak
Hemen her fırsatta duydum diye
Dost dediğin yanında hemi tatlı sözüm,
Yakından sezilmez, görünmez; bil istedim.
Süsüyle puluyla değeri? He datlı sözüm?
Düşünmez seni Allahsız bil istedim...
Kuru bir sevgide sevap yok diye,
İlahi! Tefeciyle oturan gardaş benim mi?
Oturmuş eğleniyor senin - hâşâ- zevâlinle...
Faizle yoğrulan, soğrulan yurt benim mi?
Tut elimizden artık! Ya Râb, kaldır kemâlinle...
İşte katılımcılar inletiyor zemini
Her doğru içinde bir yanlış bulunur
Unuttum demeyle unutulmaz gülüm
Yıldızı, rüyayı bir yoran bulunur
Gönlüme göre fetva bulunmaz gülüm
Vesikalık değil mezuniyetime diploma
Sanma cânım her göze gelen hakikâttir,
Bir yol varsa gönülden geçen tarikâttır.
Bana sor cânım, akla gelen kârı?
Söyleyim sana zararı, ziyânı!
Gel artık serdengeçip başka canda kan bulan ruhum!
Ne matemine nede hicranına yok artık sözüm!
Kime kurbansın ki sen? Doğrandıkça doğrandın!
Ki hayırsız yollarda revanlara boyandın!
Gönül tarikatımdan bir yol geçer
Girişinde çıkışında sen varsın
Bu canım tek sözüne Serdengeçer
Güp Güp çarpışında sen varsın
Can suyusun tükenmiş ömrümün
Bölük bölük bölündük biz ne ziyan ettik,
Tevrat, İncil, Zebur aslınıda inkar ettik,
Kuran ı şark köşelerine tayin ettik,
Adalet niyetine hakikati bertaraf ettik;
Naçar olduk naçar, esaret zincirine düçar olduk!
Nefsimize yenik düşüp kararda ısrar ettik,
Gittim Karadenize keyf-i Dem için.
"Gardaş" dedim utandım, döktüm yüzümü
Gözlerken Kıyı boyunu şöyle, baştan başa
"Vay" dedim, daraldım, döktüm yaşımı
Sordu: "Neşeni kaçıran nedir gardaşım?"
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!