Ait hissediyor musun dediği hatırlıyorum
Yorulduğumu buna cevap ararken..
Ancak bir tüy hafifliğindeki aitliğim
şimdi senin olmadığın her yeri reddediyor.
İbrahimvari
‘Batıp gidenleri sevmem’ diye
Sayıkladım yokoluşlarında
Ama en çok
Unutulduğumuzu unuttuğumuzda ve ummaya gözümüzü yumduğumuzda
Bir arı henüz taşımıştı ilk polenini.
Başka mevsime demiştik, ellerimiz buzlar gibi çözülürken ve başka mevsimlerde de bunu başkasına..
Bu sevda bu özlem
En masum en temiz kirimdi,
böyle bildim.
Seni sevmekten de fevkalade memnumdum,
acıyı ayrı tutmadan,
bir firkete inceliğinde dahil ettim seni
Gittin,
derin bir iç çekiş
eksik kaldı.
gittin,
kuşağını bekledim göğün
umut dolusu kucak
Kalmadı dahası
yolunu gözleyeceğim
Ey yitirdiğim bercestem!
Gamzeni savurdum avuçlarımdan
Ey vazgeçiş!
Bulamadım bile sende seni
Dünyayı kendi anlamıma zorladığım
yetmezmiş gibi
tuttum o manaya
seni katıp zorladım.
Heyhat!
Bu sabah yüzünle uyandım.
Tüy hafifliğinde bir ağırlığı olurdu
Göğsümde seni sakladığım yere düşseydi.
-İlk sabah öyle olmuştu-
Hoşuma da giderdi.
Fakat göz bebeklerimde asılı kaldı;
Düşüncelerimin ağırlığından
bedenim elifini yitirdi.
Bir vav hali; sancılı, gebe..
bir his kaybı; kronik…
Devrilmeye namzet omzularım varmış (!)
kimin küfesi sırtımdaki?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!