1968 Yılında Düzce'de doğdu.Asıl mesleği, inşaat teknisyenliği olmakla beraber, halen Devlet Memuru olarak görev yapmaktadır.
Bir şairin, şiirin her formunu bilmesi ve şiir geleneğimize sahip çıkılması gerektiği düşüncesi ile, Türk şiirinin üç formunu da (serbest, hece, aruz) kullanarak şiir yazan Serdar Öncül aynı zamanda; Düzce Musîki Cemiyeti üyesi amatör bir Türk Musıkisi icraacısıdır.
Ben ki sevda yolunun, o en yürünmezinde,
Ayaklarımla değil, kalbimle yürümüşüm,
Yürümek de denmez ya, yorgun adımlarımı,
Karşılıksız bir aşkın, ardınca sürümüşüm.
Yüz yıl yanarım eğer, yanmayı öğrendimse,
Yunustan Yunusa gezdi gözlerim,
Bu derin deryaya dalmaya geldim.
Ham iken olmayı bende özlerim,
Yunustan bende feyz almaya geldim.
Lâl olsun söyleyen diller gelmem i,
Senelerce sonra seni görünce,
Anılar önümde eğildi sanki.
Yüzünde yılların yorgunluğu var,
Saçın böyle beyaz değildi sanki.
Güzel gözlerini kederler almış,
Yüzümde kırışıklar,şakaklarda aklarım,
Gözümden akıttığım seldesin çocukluğum.
Bir vuslat sedasını işitse kulaklarım,
Otuz yıl öncesinden gel desin çocukluğum.
Geçip giden yılların,ruhumda buruk tadı
Güzel gözlerini dikme yüzüme,
Eriyip giderim,sana dert olur.
Her cümlesi doğru,inan sözüme,
Eğer anlatmazsam,bana dert olur.
Aşığa zulmetmek senin tüm işin,
Yetmedi mi feleğin ettiği bunca zulüm,
Her yeni gün bir derdi,bin derde eklemekte,
Bazen arzu edip te,bazen,ürktüğüm ölüm,
Kimbilir beni nasıl,ve nerde beklemekte.
Titreyen dizlerle tutmayan kollar,
Mecâlsiz ellerden hayır mı gelir?
Doğduğundan beri teptiğin yollar,
Evvel düzdü,şimdi bayır mı gelir?
Gösterdik,dönüp de bakmadı bile,
Serdar Öncül Üstad,sanatın sadece Şiir dalıyla değil Musiki ve diğer dallarıyla da Gönülden bağlılığını devam ettirmekte ve yeni eserler eklemein yanısıra yeni neferler bulma arayışınıda sürdürmektedir.Kendisi bana Aruz veznini öğreten ve sevdiren kişidir bu yüzden gönlümdeki yeride başkadır.
...