Dağların başında sümbüller açsa
Keklikler ötüşse şahinler uçsa
Bülbül, kanarya güllerle barışsa
Bahar gelse yeşile bürünse dağlarım
Üzüm verse yaprak verse bağlarım
Günler geçiyor da gel bana sor
Ana,yok baba,yok hayat çok zor
Özlüyor arıyorsun bir nefes ses yok
Özlem çöktü duygulandım ben bu gün
Anam olsa memlekete giderdim
Bu bayramda geçti böyle
Elin gurbet ellerinde
Sila özlemi var hep sinemde
Çile garip bülbül çile , çileee
Bu sene gene gidemedik
Bize ne oldu
Bekledigim dosttan gelmiyor selam.
Rüzgârmı engelliyor daglarmı kesti yolunu.
Gözüm yollarda bekliyorum.
Gelecek diye bir kuru selamını.
Dağlardan söz edilince aklıma gelir.
Saraycık ve sümengen dağlarımız
Yaylaktır koyunlar kuzular meğleşerek yayılır.
Yavşan,kekik kokuları etrafa salar kokusunu
Ne anılarımız geçti yaylaların o karanlık gecelerinde,
Bir dalaman serüveni daha bitti
Güzel gunlerimiz geçti egede
Havası doğası, deniz koyları
Engin boylu portakal zeytin ağaçları
Akşamın serinliginde öten böcekler
Sanki mutluydu insanları
Bu gün çok daraldım ruhum sıkıldı
Kaşlarım çatık sürat bir karış yerde
Canım burnum da çıktı çıkacak
Kavga edecek adam arıyorum heryerde
Düşte gör
Düşte gör yavuklunun,
En yakın iç özü'nün gözünden.
Koca evren,kabul etmez cüsseni,seni
Etrafında pervane gibi dönenenlerin de
Elma ağcı gölgende yerin varmı
Otursam sabah,sabah beş dakika
Kafamı dinlesem serinliğin de biraz
Serin esen ruzgarın salladığı yaprak sesleriyle
Kendimi bulsam yaşam gayemi
Eskiden diye,başlamak istiyorum
Geçmişi yoksulluğu, çaresizliği
Insanların zor şartlarda ki yaşanmışlıgını
Gizemli samanlık,taki sevgili buluşmalarını
Hayvanlarla iç-içe kışın ayazından korunmak için
Koyun,koyuna,kardeş cesine sarayda yün yatakta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!