yedi kat yamayla besili
zulalanmış şiirleriyle
şairler kervanı geçer
serap dağı eteklerinden
heybesinde
çocuksu bir ümit var içimde
eğlenceye dair.
haydi oyna benimle
misket yuvarla
top koştur
tut ellerimden
gülüm sen boş yere yorma kendini
sevmiyorsan anlatamam ben derdimi
bırak acılarımla baş başa beni
sevip de beni anladığın zaman gel.
hazan erip gönül bahçendeki güller
sevdiğim şair doyurduğun masanda boynu bükük duran
kokulu sarı mum, sara nöbetindeki alevini isleye dursun
ben bir koşu gidip ışıksız kör odada ki kırık somyada /
çocukluğumu uyutacağım...
bu asırda çıkmasın tek başına dışarıya, çit ötesinde savaş
berisinde ihtilâl var...
gidiyorum yarenler
an yakın
lakin veda sanmayın
uzatın emek kokan ellerinizi
gökyüzünden;
hiç istemem ardımdan
matem tutan nazlı yar.
varsınlar ölümüme;
ağıtlar yakmasınlar...
yalnızlığın süzgecinde
utangaç bir gece
gözlerin;
gökyüzü maviliğinde
Tanrıya taptım gözlerinde!
bir avuç topraktın ellerimde
üzerimde
baba emaneti
çağla yeşili bir ceket
ıpıslak
gök delinmiş gibi
bardaktan boşanırcasına
gözyaşlarını kim çaldı baba
hangi harami;
dadandı göz pınarına
hangi şerefsiz;
sülük gibi yapıştı canına
söyle; Allah aşkına
hasret dalından koparıp
bir cigara ver arkadaş
çak gönül çakmağını
aşkın narıyla
yansın yavaş, yavaş...
duman, duman dile dolanıp
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!