Hani hava çok soğuktu.
Her yer gelinlik giymiş gibi alabildiğine beyazdı o gün. Kendinden sıkılan ben, camın önüne ilişmiştim. Sonra sen gelmiş daracık pervaza konmuştun.Üşümüş gibiydin.Gözlerini kısarak bana bakmıştın. Bir süre seni izlemiş sonunda dayanamayıp içeri almıştım.
Korkudan mı yoksa sadece üşüdüğünden mi titriyordun bilmiyordum ama avuçlarımın arasındaydın işte. Kımıl kımıldın ve sen hareket ettikçe bende tedirginleşiyordum. Böyle bir şey yaşamamış biri olarak ne yapacağımı bilmiyordum ve senin de ne yapacağından emin olamıyordum.
Oysa küçücüktün ve beni korkutabiliyordun. Galiba insan bilmediği şeylerden hep korkarak yaşıyordu. Bir süre sonra başını yan yatırmış bir şekilde sanki uyuyordun titremen geçmiş gibiydi. Tüylerine dokunurken garip bir sıcaklık sarıyordu içimi. Hoşuma gitmişti sana dokunmak seni hissetmek. Sonra aç olabileceğin aklıma gelmişti de küçük ekmek parçaları attığım suyu koymuştum önüne. Sen önce bir tadına bakmış sonra küçücük gaganla yemeye başlamıştın. Bense hayranlıkla seni seyrediyordum. İlk defa bu kadar küçük,bu kadar savunmasız ve bu kadar narin bir misafirim oluyordu. Ve varlığın beni mutlu etmeye yetiyordu.Garipti hayat mutlulukları hiç beklemediğin zaman hiç beklemediğin şekilde sunuyordu. Sana ise sadece tadını çıkarmak düşüyordu.
Sonra içini pamukla doldurduğum küçük bir sepetten yuva yapıp seni yerleştirmiş yatağıma uzanmıştım. Sense tam uyumaya hazırlandığımda çenemle sol omzum arasına gelip konmuştun....
Şaşırmıştım ama gizliden de sevinmiştim. Bir yandan bu şekilde nasıl uyuyacağımı hesaplarken bir yandan da sana zarar vermekten deli gibi korkuyordum.
Uyku ölüm gibi bir şeydi ama beden tüm diriliği ile hareket halinde oluyordu. Bunları düşünürken senin keyfin yerindeydi oysa.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Duygu yüklü
beğeni ile okudum
* Özgün duygu dolu gerçek bir öyküydü..Sonsuz kutluyorum. *
Ne birini üzün ne de sizi üzmelerine izin verin.Bu hayat sizin.Severek ve sevilerek yaşayın.Küsmekle, kızmakla, nefret etmekle ne kendinize ne de sevdiklerinize zindan edin hayatı.
Hayat yaşanılası, yarınlar bugünlerden güzel yeter ki yaşadıklarınızı farkedin, hissedin.
Ve hayatınıza giren herkesin kıymetini bilin.
Hepsi sizin öğretmenleriniz...
Baştan sona akıcı ve hele hele sonuç itibari ile ders verici bir öykü,yüreğinize ve bu dizeleri yaratan düşünüze sağlık.Yürekten kutluyorum.Tam puan ile antolojim de.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta