Serçenin Bilgeliği Şiiri - Jale Kozkaman

Jale Kozkaman
109

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Serçenin Bilgeliği

Hani hava çok soğuktu.
Her yer gelinlik giymiş gibi alabildiğine beyazdı o gün. Kendinden sıkılan ben, camın önüne ilişmiştim. Sonra sen gelmiş daracık pervaza konmuştun.Üşümüş gibiydin.Gözlerini kısarak bana bakmıştın. Bir süre seni izlemiş sonunda dayanamayıp içeri almıştım.
Korkudan mı yoksa sadece üşüdüğünden mi titriyordun bilmiyordum ama avuçlarımın arasındaydın işte. Kımıl kımıldın ve sen hareket ettikçe bende tedirginleşiyordum. Böyle bir şey yaşamamış biri olarak ne yapacağımı bilmiyordum ve senin de ne yapacağından emin olamıyordum.
Oysa küçücüktün ve beni korkutabiliyordun. Galiba insan bilmediği şeylerden hep korkarak yaşıyordu. Bir süre sonra başını yan yatırmış bir şekilde sanki uyuyordun titremen geçmiş gibiydi. Tüylerine dokunurken garip bir sıcaklık sarıyordu içimi. Hoşuma gitmişti sana dokunmak seni hissetmek. Sonra aç olabileceğin aklıma gelmişti de küçük ekmek parçaları attığım suyu koymuştum önüne. Sen önce bir tadına bakmış sonra küçücük gaganla yemeye başlamıştın. Bense hayranlıkla seni seyrediyordum. İlk defa bu kadar küçük,bu kadar savunmasız ve bu kadar narin bir misafirim oluyordu. Ve varlığın beni mutlu etmeye yetiyordu.Garipti hayat mutlulukları hiç beklemediğin zaman hiç beklemediğin şekilde sunuyordu. Sana ise sadece tadını çıkarmak düşüyordu.
Sonra içini pamukla doldurduğum küçük bir sepetten yuva yapıp seni yerleştirmiş yatağıma uzanmıştım. Sense tam uyumaya hazırlandığımda çenemle sol omzum arasına gelip konmuştun....
Şaşırmıştım ama gizliden de sevinmiştim. Bir yandan bu şekilde nasıl uyuyacağımı hesaplarken bir yandan da sana zarar vermekten deli gibi korkuyordum.
Uyku ölüm gibi bir şeydi ama beden tüm diriliği ile hareket halinde oluyordu. Bunları düşünürken senin keyfin yerindeydi oysa.
Sanki dünyanın en güzel en sıcak yerindeymişsin gibi iyice boynuma sokulmuş,gözlerini kapayıp uykuya dalmıştın bile.Bense nefes alışlarını,sıcaklığını hissediyordum şah damarımın üzerinde.
Uzun süren yalnızlığın ardından ne de güzeldi başka bir varlıkla uyumak.
Hayatın mucizesi gibiydin.Konuşmadan anlaşabiliyorduk.Sözler çoğu zaman gereksizdi zaten. Birbirimizden çok farklı olsak da ortak bir şey vardı her şeyi kaynaştıran.
Hani atomları bir arada tutan ne diye sorsalar ben sevgi derdim.Hissettirdiğin böyle bir şeydi.
Ne şeklin önemliydi ne de nasıl olduğun.
Biliyordum sadece zihnimin algılayabildiği kadardın.Oysa yüreğim sende neler görüyordu, neler işitiyordu...
Kendimi acemi hissettiriyordun; sanki bugüne kadar hiç bir şey yaşamamış hiç bir şey öğrenmemiştim. Öyle kendinden emin,öyle sakin ve öyle derin bakıyordun ki sanki yaşamın tüm sırlarını çözmüş bir bilge vardı karşımda... Uyumakla uyumamak arasında geçen gecenin ardından nihayet güneş yüzünü göstermişti.
Ama ben ne yorgundum ne de uykusuzdum.
Galiba mutluluğun insanı güçlü ve dirayetli kılan bir etkisi vardı. Uyanmasına uyanmıştım ama seni göremeyince seni ezdiğimi sanarak paniklemiş yataktan öyle bir fırlamıştım ki yatağın yanındaki sehpaya dizimi çarpmıştım. Çıkan sesten sonra sesini duyurmuştun, camın önündeydin işte; başka nerede olabilirdin ki? Ne kadar da kördüm. Genelde yaşadığım bir durumdu bu aslında.Bedenim uyanıyordu ama zihnim henüz uyanmadığı için her şey flu görünüyordu bir süre. Neyse ki seni görmek yetmişti zihnimin uyanmasına. Dışarı çıkıp uçmak istiyordun işte bense gidersen dönmeyeceğini düşünmeye başlamıştım bile. Ama sonuçta doğan buydu ne kadar erteleyelebilirdim ki? Kısa bir tereddütün ardından camı aralamıştım ve sen tereddütsüz göğe süzülmüştün. Seni izlerken yerinde olmayı ne çok istemiştim. Özgürce sadece uçuyordun işte. Düşünmen gerekenler, yapman gerekenler yoktu ki senin. Acıkınca yemek arardın,karnın doyunca uyurdun, denk gelirsen kendi cinsinden birini bulurdun. Beraber yuva yapardınız. Sonra yavrularınızı büyütürdünüz. Uçmaya hazır olduklarında uçmalarına izin verirdiniz. Ne kadar da yalın ve basit yaşıyordunuz hayatı. Biz insanlar ise her şeyi karmaşık hale getirmeye ne kadar meraklıydık. Düşünebilmek bir lütufken ne kadar saçma sapan şeylere kafamızı yoruyorduk. Ne kadar gereksiz şeylere üzülüyorduk. Hayatı daha güzel daha yaşanası hale getirebilecekken karanlık düşüncelere saplanıyorduk. Belki de mutluluğun sırrı sizin gibi basitçe yaşamaktı hayatı. Olana bitene ekstra anlamlar yüklemeden olduğu gibi yaşamak,tadını çıkarmak ve sonrasını öncesini kurgulamamaktı. Bunları düşünmeye sevk eden ansızın gelişin ve gidişindi. Üzgündüm bu kadar kısa zamanda nasıl da sevdirmiştin kendini. Gittiğin gün geçmek bilmemişti. Adeta cama yapışmış gibi kıpırdamadan seni beklemiştim. Böyle geçen bir kaç günün ardından artık durumu kabullenmeye karar vermiştim. Sonuçta sadece bir kuştun, sonsuza dek benimle yaşayacak halin yoktu ki. Ama sen o sabah yine beni şaşırtmayı başarmıştın hem kendin hem eşin birlikte camın önüne konmuştunuz. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Artık bana ait değildin. Zaten değildin de koskacaman evrende küçücük bir zerre olduğunu unutan insanoğlu hep sahip olma arzusu taşıyordu her şeye.
Neyse ki şaşkınlığımın ardından camı açmış ikinizi de içeriye almış,birbirinizle öpüşmelerinizi hayranlıkla izlemeye başlamıştım. Her ne kadar seni seven iki kişi olsakta yine de mutlu olmuştum. Artık senin de bir ailen vardı.O gün pür dikkat ikinizi izleyen beni biri görseydi kesin deli derdi. Anlatamazdım ki ona küçücük cüssenizle bana neler öğrettiğinizi. Hava kararmaya yüz tutmuştu ki ikiniz aynı anda yine camın önüne gitmiştiniz. Anlamıştım veda vaktiydi yine. İstemeye istemeye camı açmıştım siz tam havalanmıştınız ki daha ne olduğunu anlayamadan eşinin acı çığlığı yüreğime değmişti. Koşar adımlarla aşağıya indiğimde ne göreyim o kanlar içinde yatıyordu ve sen gaganla onu uyandırmaya çalışıyor gibiydin. Sürekli dönüyordun etrafında. Bitmeyecekmiş gibi gelen uzun bir sessizliğin ardından ikimiz de gözyaşı dökmüştük. Ve bir süre sonra sen de ölü gibi kendini bırakmıştın onun yanına.Bu kez ben seni uyandırmaya çalışıyordum ama uyanmıyordun. Ben ağlamaya devam ederken senin eşini sapanla vuran çocuğun arkadaşı üzgün bir şekilde yanıma gelip
- Abla o öldü demişti.
- Ben nasıl öldü demiştim. Anlayamamıştım yaralanan, düşen o değildi ki.
- Çocuk yine abla o öldü demişti
- Bağırarak saçmalama demiştim.
- Çocuk bu kez her şeyi bilen bilge biri gibi usulca " Serçeler gözyaşı döktüğünde ölür " demişti.
Bir süre donuk donuk bakmıştım yüzüne. Sonra hiçbir şey söylemeden ikinizi de avucumun içine alıp ağlaya ağlaya dualarla bahçemize gömmüştüm. İkinizin de ölümüne sebep olan çocuğa kızamamıştım bile. Ölümünüz yine bir şey öğretmişti. Hayat üzülmek için hele hele gözyaşı dökmek için çok kısaydı. Kimin ne zaman ne şekilde hayatınızdan çıkacağı tam bir bilinmezlikti. Sevgi muazzam bir şeydi her şeyi ama her şeyi içinde taşıyordu.Ve bazen tek bir gözyaşı her şeyi değiştirebiliyordu.

Ne birini üzün ne de sizi üzmelerine izin verin.Bu hayat sizin.Severek ve sevilerek yaşayın.Küsmekle, kızmakla, nefret etmekle ne kendinize ne de sevdiklerinize zindan edin hayatı.
Hayat yaşanılası, yarınlar bugünlerden güzel yeter ki yaşadıklarınızı farkedin, hissedin.
Ve hayatınıza giren herkesin kıymetini bilin.Hepsi sizin öğretmenleriniz...

Jale Kozkaman

Jale Kozkaman
Kayıt Tarihi : 26.12.2014 22:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Duygu yüklü
    beğeni ile okudum

    Cevap Yaz
  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    * Özgün duygu dolu gerçek bir öyküydü..Sonsuz kutluyorum. *

    Cevap Yaz
  • Mehmet Özparlar
    Mehmet Özparlar

    Ne birini üzün ne de sizi üzmelerine izin verin.Bu hayat sizin.Severek ve sevilerek yaşayın.Küsmekle, kızmakla, nefret etmekle ne kendinize ne de sevdiklerinize zindan edin hayatı.
    Hayat yaşanılası, yarınlar bugünlerden güzel yeter ki yaşadıklarınızı farkedin, hissedin.
    Ve hayatınıza giren herkesin kıymetini bilin.
    Hepsi sizin öğretmenleriniz...

    Baştan sona akıcı ve hele hele sonuç itibari ile ders verici bir öykü,yüreğinize ve bu dizeleri yaratan düşünüze sağlık.Yürekten kutluyorum.Tam puan ile antolojim de.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Jale Kozkaman