Vakitsiz çıktık yola taşradan
Üzerimde suskun bir çoban nefesi
Ankara da vakit akşamüzeri
Bedbaht sular önümüzde yol alıyoruz İzmir’e
Karadeniz hırçınlaşmış bu akşam,hayırdır?
Yüreğimin göçmen kuşları göç yoluna koyulmuş
Esen rüzgarda bir parça kaybediyorum kendimi
Fırtınadan çıkmış deli gönlümün gemileri
Bir balık misali savrulmuş karalarıma
Dönüp arkama bakıyorum koca okyanus bana ağlıyor
Belki aklın karışmış ondan gittin
Yada aşk masalı kalbin
Sen gideli kaç aylar gökkuşağı gibi
Gözlerim de son buldu adın
Anneme olan özlem gibi
Güneşimin doğması için kaç gece bekleyeceksem sarı odalı evde
Ona ait ölmenin hayali ve umuduyla uyanacağım
Ben uyumak için kendime nedenler yaratmayacağım
Beni koynuna saran gecenin kokusunu içime her çekiş
Verdiğim son nefese olan bir adımım olarak atıyorum
Sen unuttu sandığında
Oysa ben her gün yanıyordum
Dedin ya herkes unuturmuş diye
Halbu ki bu koskoca yalanmış
Bakma gülen halime sen şimdi
O son gecenin eridği en sonunda
Bende yanına geleceğim
Şimdi bilmediğim uzaklarda
Bensiz kimsesiz ağlamaklı hallerini
Hayal ederim bir parça
Hergün binlerce kez ölmek isteyen
Cehennem ateşinde yanan günahkarın
Haykırışlarında ki korkutucu pişmanlık kadar
Onu gördüğü ilk güne isyan eden bir ben olacağım
O gün geldiğinde herşey için geç kalınmış olacak
Ağlamaklı her gözyaşı akşamlarında
Oğluma sarılırdım
Mavi mavi gözlerine yaslandığım
Her gecenin sonunda
Birazcık huzurla doğardı güneşim gözlerime
Diye bir şiir yazamayı hayal ettiğim oğluma
Seni uğurlamakmış meğer baba
En zor olanı vedaların
Duydun mu bilmem seslerini gözlerimin
Nasılda zavallı ağlıyordum
Hiç bilmedim neden gittin
aralıktaydı
cumartesiydi
karanlık gecenin kenarındaydı
polatlı garında şafak yüzü dört çocuk
geçen tren ışıkları atlıyor yüreklerinde
yüzleri camdandı aynadan
sercan bey şiirleriniz çok güzel tebrik ederim neden ilham alarak yazdınız bu şiirleri acaba iyi günler.