Ey seferden sefere koşturan yiğit Timur!
Söylesene cihanda senden güçlü er var mı?
Savaş meydanlarında geldi geçti bir ömür,
Seni böyle bahtiyar eden başka yer var mı?
Bahadırlar yetmedi, filleri de yönettin.
Türk gerektir, Türk gerektir
Ülkü bilen Türk gerektir.
Dalkavukluk dünyasında,
Türk’ü bilen Türk gerektir.
Oğuz soylu, gök bakışlı,
Bilirem günah menem.
Mazlum dilde ah menem.
Özüm yanar Kerkük'te,
Dağlarda eyvah menem.
Her gün şafak sökende,
Ülkü nedir? Bir alev, yanınca hiç sönmeyen.
Kızıl Elma yurduna, varınca hiç dönmeyen.
Ülkü nedir? Bir ruhta, bir milletin ışığı,
Turan mefkuresinin, en divane aşığı.
Demir taşlı o dağlar,
Kopuz söyler, göz ağlar,
Gök direkli otağlar,
Yeniden gerilmeli..
Kağana diz vuranlar,
Öyle bir bahçe ki o, kokusu her çiçekten.
Saklanır arasına, renkli tomurcukların.
Bülbül gibi sesinin, uğultusu gerçekten,
Kulağında şenlenir, en masum çocukların.
Lale mi, kardelen mi, gül mü seni andırır?
Ninni olur ruhlara ağlamaklı nefesin,
Büyür tomurcuklanır hislerim en derinden.
Efsunlu gülüşünle kapanırken kafesin,
Özgür kuşlar haykırır dünyanın her yerinden.
Lal olmuşsa bu gönül parmaklarım konuşur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!