Dosttan gelen Şerbet-i Gül; döküp gitmek yoktur bizde.
Sohbet bize "ikrâm" "ödül"; çıkıp gitmek yoktur bizde.
"Gel" edene olduk konuk, ne din sorduk, ne de uyruk
El uzatan dosta yumruk, sıkıp gitmek yoktur bizde.
Bulduk doğru güzergâhı, terk etmeyiz bu dergâhı...
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman