Serbestdivan Şiiri Bu Dünya Gibi Metahım ...

Enver Ünver
232

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Serbestdivan Şiiri Bu Dünya Gibi Metahım V Ar Vezin Gönül Berzahında Zindan Hayatı

Tutmadın ellerimi bu gün
Vefalı turnalar göçmedi daha bizim yayladan
Anlıyorum sevdadan gönül zindanında yatanlar
Hangi virane kalede kele bentliğine mahkum
Yahut bir ummanda meczedilmiş tekneye kürek mahkumu
Varolsun diye dua ettiğim bu canım, sende kalsaydı
Orada ne işi var?. Orası ısısız bir diyar,
Hayra yoralım bu günkü şafak rüyasını
Bundan beteri var,
Gönül berzahında zindan hayatı .
Bukalara bağlanınca derinlerde,
Nefesin aksettiği böyle bir yerde,
Acılar taşar da taşların yüzüne düşer,
Ne feci Rabbim o taşlara bağlılık.
Biliyormusun? Senin sevdana talibim deyince;
Bu dünyanın altına ruhumuzu kapatanlar var.
Ağlamak mı zadeganlığın,
Firuze taştan kesilmiş bir nesne mi sevdiğim?
Benim izzeti nefsime saray kuran gönlümde
Taşlara bağlanmamış yadigarı sevdiğim var.
Orada seraba sevda bulaştı deyi sorgular konsülüne karşı,,
Küllü beşer için nefsin, berzahında illaki "Bağdel mevti" var.

Enver Ünver
20.01.2020
10.36

Nankör saymıyorum acıları, zira onun, alın yazısında bir hece olduğuna itikadım var
Dar sokaklar vadiler gibi olsa da, her satırın cesametinde duran heybete her zaman bakmaya takatim var.
Düşmüş olabilir her taşından biri kehribarın çınlayışını duyarken hayalimde bir başka zamanı söylüyorum
Ruhumun cüssesini bende görmedim zayl cenahında bir hatıra gibi duran yerde, itikata biatım var ,
Sanma ki dil lal olacak hayır olmıyacaksa bendeki hayret nidasının akseden mihrabında haykıracak dünya düzüne,
Belki bir kısa zaman içinde inşaası bitecek her yanı sinemde gönül kasrına benzer saraylarda saltanatım var.
Şu sendeki cezbeden cevherin bana taarruzuna maruz biçare halime neden acımaz ki felek,
Her cevhere bir dünya diberinden çehre veren o hayale erecek kadar pek mahirane yapılmış dülgerler elinde altın revaklar altında seyre düşen aleme dil lan testanımsı bedestanı san'atım var.
Dal oldu saye oludu bal oldu kuru sal bir kaderine öt vern gün gelince çölmü, ateşmi, çıkılmaz duldalarmı demeden açı bir gün,
Çünkü elinde yazan gözlerine düşen gölge de hasretin cehlin kenarında otağlaşan bir mahalde ezber edilmiş naatım var.
JHer gün bir hurmayı düşünce bir melekin şahitliğinde nasıl olmaya rıza gösteriyorsa bu bir gidişelen yoldur.
Mutlak olan nefsine hakiyetten kalbinde meşverete varan serdinde adı söylenen bir lokmanın az olmasına reva böyle diye kanaatim var.
Bunca fevci- fevc içinde göklerin katmanına çıkmaya merdivenin olmasa da niyetin yeter amma, yaşamana el veren bir mahale düşeceğin yer olmalı
Çeşmi siyahı düşmeden yola revan anında daima söylediğin rasih bilgin ile dua ile ineceğin yere doğru kaç katın var?
Her muradın bir eyerli küheylanı ki; berzah alemine koşan güzide-i dermandan artda kalan nice yetimler var.;
Benim takati dermanım gibi her gün dile düşen sev dayı ferağ ettiğim diyarımın banda kıtalar gibi yarası,
Beni sınadığın her yerde rabbim senin bana verdiğin ışıklarda yürümeyle harcım olmayan bu dünya gibi metahım var.

Enver Ünver
17.01.2020
20.33.

.

DİVAN ŞİİRİ
GÖNÜL DENİLEN MAHAL
DÜNYA GULGULESİ

Kabul etki mihneti çeken bir mekkare var bu beden adındaki kervan tacirinde
Ağır bahada sayılan o ateş gibi dünyanın göyneği gibi bir çöl sahasında kum tanesi
Muhtemel sayebanı olaydı da geçerken bir uykuya dalarken gidermiydi?Günahın bir kısmı kebairden
Bulsaydı elbette her damla su ile yıkanınca kalmazdı bir iz dahi asi olmaktan ceraimindeki ecirinde
Bir yar ile başlarken hayat katarında yol seferine niyet ile ebede doğru ümidiyle
Bir dünya gulgulesi içinde koşup giderken aklı kalır yar adında birinde
Dünya velvelesine ve dahi gulgulesine sevda mücriminden kürek mahkumuna yakalandı gitti gönül,
Döner kalbine bakarken gönül ortaya çıkar ki ne zallar sanki cihan belki önünde dize düşer
Mercan ile kehribar yükünden olaydı o yollarda dökülüp saçılan hamuleden aleme saçılmasaydı ruh-u feyze faydası neyidi
Sevda adında bir damla yeter olurdu bir ömre ki, yar yoluna koşa koşa menkulu iradı, amel deyi, tahsil edemediği aşkın tabirinde,
Yelkovan kuşları kadar bir sevilmeye mecal bulamazken neden çıkar gelir tek başına gönül denilen bir heybet,
Sen koştukça yorulsan o bilmez sanki münkir nekirden beklenen medet ne ise ?
Ezel ile ahir arasındaki menzilin arşında, kırbalara dolmuş gibi kaç bulut çeken oluklardan akan sular, gözlere akan her damlanın kahirinde?
Ezel bir kere sefere sülk eylemiş olursa dar bir vakit gibi görünen bir zaman parçası olur sonsuzun üstüne örtülen siyahi bir ahir,
Her kim ki kul kapısında şah yerine şaki olursa, sayeye el pençeye memur ol acaına İneb ahtında küffara korsan olursa
Ya bir gün , hüsran-ı zeyl olur,ya da bir gün zal gibi Zülfikara Bir gönül mahkumiyetinden zincire vurulan mücrim olur da hüsran olur;
Muhtemel ki onlarda akıbet ekseri böylolur..
Sonra yanmış odun ardına kalan gibi bir boz bulanık kül adında toz olur.
Biri kanmağıla kendini tanrı yerine koyar belki de bir nevi Lat Menat,, Uzza olur diye anlatıla gelmiş masalların birinde
Heyhat bak kı semada bile dehşetinden yer yüzünü sele garkederken bir kaç parça tül bulutları,
Nedir ki sanki kamufle olursa sonra üryan olan mahlukun mahı mihri kadar canm olsa ne olur?
Rabbim ben bir çektiriye sürgün olayım da, gönül, baladan umera olsa bile, kethüdalıktan azad eyle ,
Sana hitabederken ruhumu her nevi hicrandan kalbimin ve gönlümün acısını bana lokma rızık diye verme Rabbim
Ben Tevvabe kapısında çırpınmaya sürgün edildim.
Şimdi bu kapının hadimiyim; ona ilmetmek irfanına saf eyle sonra da kula teşbihler içinden, bir kenara sair eyle.
Rabbim dualarımı sana nakleyledim ki verdiğin sevgi nakışlarını onun gönlüne nakşedeyim;
Sonra hatıralar içinde bir tövbekar olarak secdeye kapanmış olayım kıyam gününe kadar sedirinde . ;.
(Mahı Mihri: Güneş ay kadar)

Enver Ünver
14.01.2010
23.23.

·
DİVAN ŞİİRİ
KARANLIK

Sade bir güne açılan kapı, bir ipek kırmızısı sabahlıkta üzerinde kurşuni bulutlardan, mehtabın süzülen beyzası içinde, uyumuş kalmış bir yerde alaca karanlık;
Nerde mora çalan elipsi damlalar? Nerelere serpildi de sana bir kaçı kaldı ey mahın siyah gözleri?
Şadol, benimde çöllerde bıraktığım ,varlığımı düşünerek gökler in ağladığı anda semaya bak yıldızlar bir anlık ;
Sehbanın üzerindeki demlenen su dalarsa ummana taşarak ,umman içinde dağılacak dünyaların acayip inilti nidaları
Görmediğim her yer zannımca bir yere saklanan gerdanlık;
Fakat ecrin ecramıyle öyle zebun olmuş ki,, gerdanın sahibi olmasının farkında olmadan, oraya düşerek bir yerde kaybolmuş;
Merhamet ey kadiri mutlak, demekten başka nidasına bir ümit arayışına hali perişan peykler kayıp gitse de gökler yine karanlık.
Ben nerde, bir lafı kelama el atsam asarı ziynet bulmuş gibi yine gördüğüm anca söylemeye kudretim olmayan heceler,
Ya bir çiçek desem ya bir bahar desem, illaki karşıdan çıkıp gelen hazan gülleri geceler siyahi bir karanlık
Ellerin de beni saran kerametin nedir ey yari dilber ki? Ufkundan çeksem yine alevine sarılmaktan kurtulamam
Anlamaya takatım amma hayalime düşen hecelerden anladım ki sevgi bir şahin olsa da, ne fayda tez düşmüş avlaklığa han diyarı berhane han gibi, bağı gülüzar karanlık; ;
Beyhude mi sevdamın sana çarpan şavkı da, ondan mı seheri görmeden sana giderken , bulamadığım yolun, neden gün içinde yitiyor;?,
Ben seni gündüzemi davet ettim ki sen gelirken günler batmıyor bir an mehtap istihza içinde geçip gittiği alem karanlık ;
Kırbama aldım deyi gözlerime senden aldığım emaneti damla damla içerek düşersem çöl içine, hangi pusattan derin vadiler yaban sesiyle çınlayan menzilerden geçerken;korkutmazmı yol beni?
Anlarım ki her pusat vadi sonundan geçerken nedir çektiğim ecrin esbabı senmisin?
Denk çuvallarına kervanı çağırsam yüklemeyle bitmiyor gitmeye, bitmeyen yollarım gibi geceler öylesine karanlık
Rabbim ruhsatın ver de sevgim bana gazab olmasın
Çünkü firakıma menzil kadar yaşları sersem, yine ateşini söndüremem; o zaman ruhuma ebabiller çünkü ateşleri salar benim.
Bilirimki sevda viranına giden yollara tuzaklar kurulmuş olursa kurtulamam viraneden figan etsem,
Duyduğum acılardan, bu halim üstüne günüm olmaz geceler mehtapsız doğan böyle bir alem içinde müstesna bir endazede dünya karanlık;

Enver nver
5.01.2020
17.54


SERBEST KAFİYE
BENDEKİ SEVGİ
Sevgimin hikmetini düşünüyorum
Orada sen vardın.
Acaba sen olduğundan mı doğdu bu sevgi dedim;.
Yanılmış olmalıyım
Sen gidince yine sevgi bende kaldı
Sorguladım gönlümü,
Ben Mahzunum dedi,
Mahkum olmadı
Aldı başını gitti amma,
Yine yük bende,
Çok zor bir vediaymış meğer
Sahibi gelipte almadı
Bekliyorum
Geleceğim diye haber saldı.
Fütur etmiyorum benim canımı yakandan
Çünkü yazdığı mektupta demişki;
"Benim kalbim sende kaldı"
İtiraf ederken kalpsiz olduğunu
Belki doğrunun itirafı amma.
Bilmiyorum kim kurtuldu kim yandı?
Hilkat ceberut birine sima verdiyse
Sanılırki son baharda güller açmış,
Halbuki bahar gülü bana verdi,.
Ufuk açtı gün göründü
Bu gün sevinçliyim hemde çok
Çünkü geceler geçti üstümden, ;
Tan seheri bana kaldı.
Enver Ünver
29.12.2019
03.27.

.

DİVAN ŞİİRİ
MİRİM MAHZUNUM Kİ

Endamın karşısına envarın çıkmasıyla yol göründü ki nur izi ibrişimden saçılarak parlayan alem,
Mihri mahın alın yazısı diyerek onu melekutlar katına yükselten cahiller erbabı
Kendine övgülerle dolu bir sevda seline kapılmış giderken her yer karanlıktı zaten
Dilde her kelam fahriye amma gönülde her yer kara sevda dan cehriye.
Bir dünya onun serinde koşup duran, ağlamaya ne çare sanki
Her yer destan gibi nazardan donnup kalmış göz yaşı, her yer kara dağlar gibi dizilmiş sıralanmış duruyor elem,
Sen ki elinde tuttuğun bir Raca'dan kalan hatıra belki renkli libaslara sarılmış fütural, ezelden gelen güzelliğine bir hattın derinliği sarılmışken;
Ben daha çekeceğim arkadaş diyeceksin ki; zinhar gitmiyor sinemde köz oluyor, yana yana amma sönmüyor çilem
Enderuni ilmin arşa çıkacağını sanırken önünden geçen sevda rüzgarıyla savrulup ta düşünce
Bir istihza içinde hiç umursamayan destursuz bağdan geçer gibi dağılıp giden el alem
Ne kadar tebessüm etse de hayalin tasavvuruna bakarcasına düştüğü yerden fukarada bet beniz kül engine dönerken
Biçarede hatıralara bir yere dağılmış ele karşı bir kısmına çiselenen damlalardan bir hattı harf yazınca düşüp kalmış bir kara kalem
Mirim mahzunum ki bu perişanın haline hiç mi nazarını çeviren olmuyor?
Çünkü sevginin nehrine kapılmış bu fanide ömrüne bereketten nasibini başka omuzuna atan kalmamış ne kadar ağır biz azap ki esasen bir kantara gelmez selem
Nasıl bir mahsul ki satsan alan olmuyor halbuki ne pranga da ne bir vadide ne kalyon deresinde esinti
Düşün ki, o anda,ne cariyede de o şuhun gizlendiği yer gözlere revamıdır ki neredeyse nuru ayni kör edecek,
Nedir sende bu bahar ey yar? Demeye kimin dili varsa söylemeye takatı dermanı variken;
Dilşat emeye gafil düştün bre gönül, gel sen bu hali hicran içinde, naçar haline el açarak sığın deki kalmadı malı mülkm naharım dağıldı diyarlara aharım şimdi düştüm bu kum çölüne,
Ben burada sönmeden yanarım
Oradan geçen tacir eşrafına bir lokma deyi bir zebunet yüzünden çöle düştüm, bir fincan su ile bir lokma nanü nimet deyi dilen,
Sefalet çukuruna düşmeye gör
se de gönül kendişine ömür boyu bir çukur kazar ki kimsenin mani olması müklül olur,
Ne dostun bakar olur yüzüne ne hırkana su dokunur. . geçer kurumuş olar gibi çehreden
Rabbim çaresizim senin yardımın olmadan benim gönlüm iknaya dermanım yok, yetmiyor
Hamdü senalar sanadır ki senin her sabah ufuktan bana ümit olan nurların üzerime saçılır.
Mesut ve saadet sevincine müyesser olurken şükrettiğim her tatlı ve bulamadıklarıma da dua ederim
Elbette bu dur bana verdiğin aşki dem zahmet kötenine takılkırım,da ,Hacerin karşısın da bu d nyada yok lduğumu gördüm.
Nice tövb ekar olsamda gayri , çekemem , bana lutfet sırlarından birini de,; şahre, şahre bu dünyayı bölem dilem,

Enver Ünver
27.12.2019
21.52.


SERBEST VEZİN
SEMANIN BOŞLUĞUNDA SON SES

Sabah yıldızı seheri beklerken,
Bir beyaz örtüde uyuklar gibi,
Yahut bin bir renkte bedesten,.
mehtabın arkasında bir bebek gibi,
sevimli yüzün uzaklara gecelere serpen,
Poseidon ,
Neden kirlenmiş mitoloji, adı kalmış dünyada,
Neden kara sevdanın hikayesi,
Neden bir Nuh tufanı denir,
O zaman da durmadı gönül ejderi,
Adı yazılan kara yazı,
Böylemi benim yazgım?...
Halbuki bazı fundalık bataklık, bazı hurdalık,
Son güzde vurgun yiyen çalılık,
Börtü böcek yol çıkmazı ,
Neden göktaşına hedef milyonlarca yıldır her yerde
Ansızın?
Kulakları çınlatan sura üfürmüş gibi duyulan,
Semanın boşluğunda son ses,
Zannettim ki akseden sedası duracak;
Hayır;yıldızlar kadar çok uzak ,
Senin ateşinde ki ökseye takılan,
Hep orada bir yer ah sinemde ki kazıntı.
Göl gibi İbrahim'in ateşe atıldığı yer.
Turi Sina' ya yaklaşmaya kalkan gönül,
Benimde olaydı, yare varmaya sevinçten,
Tuna'dan ummana akan sel,
Ve yarılan denizden geçip giden bir kavmin sevinci,
Ramses'e verilen cezada rahmet ve hikmet,
Akıllara durgunluk veren sır,
Ummana akıp giden el ele damlaların koştuğu yer,
İnce fersah gibi sonsuz azap olmasın Rabbim.
Babil'de asma katlara akan su,
Her yerde azap ve ölüm kuyusu,
Abukadnazar'ın marifetinde ki asma bahçeler,
Şimdi oralarda mazi, bu güne kalan hüsran,
Mezopotomya'yı ağlatan hicran,
Nerde şimdi Babil'de kat kat o kasır,
O azaplı ihtişamın yok olduğu yer.
Ramses'in farkı ne sanki zulümde işkencede,
Forsalık ne kadar aranan bir mahkumiyet,
O zulümden her gün ağlıyordu seher,
Sabahlar böyle doğardı oralarda,
Sabah kahvaltısı şuh şehvetin sarhoşluğunda
Pompei'de şarabın tadı,
Birden mi oluştu sanki,
Kül yığınında insanların taşlaşan rölyefi,
İlahi azabın bir başka gazabı,
Anmak bile felaketin dehşetinden,
Dünya üstü diken diken,
Gönlüm bak ta ibret al yolun olsun;
Çünkü kir olan nesne el üstünde durmuyor.
Eyüp'ün geri dönüş serüveni bir sınav,
Sorular her an bu türden soruluyor,
Düşünüyorum da;
Kudreti Kadri'nin gösterdiği menzillerde her durak,
Yürüdüğümüz kulvarda tek gidişli yol oluyor.
Lut'ta Sodom ve Gomore'de Piramitlerdeki elim gömülerde
Hilkatin yanlış icrasından ötürü insan,
Amonra'da, Akhenaton'da sapıkların yüzünden,
Kainat oralarda yok oluyor,
Şuurda akıl mülteci olunca bir gün,
Nesneden farkı kalmıyor ,
Hakkın kainat teorisinde örtüşme ,
Hilkat garibesinde taşlar gibi yontuluyor...
Enver Ünver
25.12.2019
01.10.

Enver Ünver
Kayıt Tarihi : 19.4.2020 14:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Enver Ünver