SERAP, ''serap'' OLMASIN! ...
'' geldin serap!
lakin tutmadın elimi.''
''serap beni duymuyor musun? ''
diyerek yanıyordu,
ana yüreği!
umuduydu fidan gibi bedenine
can verenlerin...
geleceğiydi
kimsesizlerin kimsesi cumhuriyetin...
o ve o' nunla yaşdaş olanlar...
gençler ve de çocuklar...
kavramak için ekmeğin bir ucundan,
bel'lolmadı gecesi, gündüzü...
lokmasını küçülterek ödüyordu,
dersane parasını anne- babası...
yine yorucu bir maratonun
ikindi vakti geldi, çattı...
yandaş medyada ise
yakma yıkma ''demokratik tepki''
diye tanımlandı...
koltuğunda kitap- defter...
her gün gibi yolun sonu
''papatya durağı''ydı...
kara bir el uzandı,
molotofu otobüse fırlattı...
ve serap,
birilerinin fazlasıyle hak ettiği
cehennemin ortasında kaldı...
iki metre karelik tabuta
anası elini uzattı...
nafile...
serap ''serap'' olmuştu,
yavrucağı elinden kayıverdi, yok oldu...
ha hiroşima' da küçük kızı
kül eden, göklere savuran atom bombası...
ha da serap' ı yakıp kavuran
molotof...
var mı dostlar bir farkı?
yanan senin körpe bedenin değil serap!
senin canın kadar sevdiğin yurdun!
serap umuttu...
serap gelecekti yarınlarımıza...
o şimdi hayal oldu...
gayri o' na can verenler,
serap görecekler sofra başında...
yemeyen, içmeyen...
boş yatağında bir beden bulacaklar,
dokunulamayan, öpülemiyen...
binbir türlü tufan kopmuş çöllerde misali...
kara...
kapkara bulutların kapladığı
puslu havada...
lakin itirazım var buna...
itirazım var
serap' ın serap olmasına...
Kayıt Tarihi : 14.7.2010 22:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!