Sırrı gözlerin olan bir ayna,
Tınısı sözlerin olan bir şarkı,
Sureti aşk olan bir adam istiyorum...
Çocukluk ya hala seni düşlüyorum...
gözüme kör, sözüme sağır,
ah gönlüme ahraz adam!
gözüme kör, sözüme sağır,
Sen, ta uzaklardan gönderdiğin tebessümünle
yeşerttiğin beyaz paptyaların
yapraklarıyla işlenmiş, o ince işli dertsin...
Yutkunamadığım her anın giziyle
gözlerimin buğusunda beliren
Değişen bir şey yok,
çok birikti...
Gitmek istiyorum,
bırakma beni...
kırıklarım ufalanır salınır hüzünlere
uzaklardan bir ürperme
son nefesim yüzüne vurur
dudaklarından iki hece dökülür
çöl yüreğin alev alır toprağın kavrulur
alevler alazlara, alazlar korlara,
Beyaz bilmece kara tahtaya kara kalemle yazılmış
Hatırımdan kaçan kelimeler mürekkebe saklanmış
Bir his, ciğerlerimi söke söke dolup
yüreğime varamayan, kaburgamda kırık kemik,
Bir sevinç, bir arzu, bir varış, bir kopuş,
Kandan ete kemikten iliğe bir deliriş,
avuçlarımda tükettiğim zamanın külleriyle
arzın sinesinde huzurlu bir soluk ararken,
okuduğum masalların büyülü sisleriyle
yaşama amacımı bulma uğraşındayken,
hakikat yankılandı şehrin ölü saatlerinde;
mahzun amaların pembe mavi düşlerinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!