SERAP
adam usulca kalktı
yatağından
sendeleye sendeleye pencereye yürüdü
ağıraksak adımlarla
zifiri karanlıkta
yine her zamanki gibi
aheste aheste
hafifce araladı perdeyi
lapa lapa kar tüküren gökyüzüne bakıp
sonra sokak lambasına mırıldandı
"yine dibine fersiz"
el yordamıyla sigarasını buldu
paketi sıvazlayıp saydı parmaklarıyla
ve
tekrar mırıldandı
"yine iki tane kalmış"
cafff..dedi kibrit...
başını bir duman sararken
tekrar pencereye dönüp
elinin tersiyle buğulu camı yay şeklinde silerek
bir daha baktı
yeni bir mırıltıyla
-üçümüz de yanıyoruz
ya;
o ?
aniden söndü fersiz sokak lambasıyla
sigarası
"yine yalnız yanıyorum"
derken
bahçe kapısının gıcırtıyla açıldığını
hissetti
evin kapısında bir tıkırtı
koşarak seslendi
-içimde bir kıpırtı var,sen mi geldin?
ses veren yoktu
hafifçe araladı kapıyı
tipiyle kedi alabildiğine içeri girdi
gülümsedi
güldü kendi kendine
soğuk yatağına "C" şeklinde kıvrılıp yattı
gözleri alaca karanlık duvara dikildi
-ac tavuk rüyasında darı görür
diyerek
yorganı tepesine çekti
ve
şiir;
gözlerinden iki damlayla yastığa düştü;
Yâr her gece sen diye,kapımızdan içeri,
Üşümüş tipilerle, nice kediler aldım.
Pek mi ırak gitmiştin,umutlarım naçarı,
Yastığımın üstüne,nice damlalar saldım.
Kul Figani (Erdem GÜMÜŞ)
07.12.2017
Kayıt Tarihi : 14.1.2018 21:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!