Dizginlenemeyen yağmaların kentlerinde yürüyorum
Kabuğundan ayrılmış mevsimlerin çatılarında duman
Bir tutam sorgunun kıymığı yüreğimde, acıyor içim
Karanlık sulara değen yosunlu küreklerce çaresizim
Su harladıkça yangını, mavi bir masal demlenir tende
Kırık dökük öykülerin dergâhında mevsimler tükenir
Küçücük bir gülüşün sınama nöbetine sarılır masallar
Kanlı günlüklerden çıkarılan öyküler sırrımız oluverir
Korkulu günlerin yakasında hüzün, hatıralar üşüyor
Bir kadının derinliklerinde suretim, ruhumda arzular
Aşkın kalbinde umarsızlık, kuşlar ganimeti bölüşüyor
Mor kendine küsmüş nicedir, maviyle sevişiyor anlar
Silinmemiş acıların avuçlarında kir, boşluktaki sesim
Ölüm yargısız bir tören, boş bir mezarda sahipsizim
Sensizlik yorgun ömür törpüsü, yüreğindeki çiçeğim
Bakışlarındaki kavuşma hanlarına al beni, sensizim
Sarıl gövdeme yeni bir aşkla, it artık uzaklara gölgemi
Menzilsiz acılar rıhtımında seni bekliyorum, tut ellerimi
Dokunmadan kadın tenine, bekledim asırlarca gelmeni
Zaman ilaç değilmiş yaraya, göm artık kangren gövdemi
Kayıt Tarihi : 1.10.2015 12:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!