Sensizliğin yüreğimde ki hastetlik pasını silemedim
Ben bir tek sana yâr dedim, yâdını zahiren bilemedim
İşte bu yüzden terketmeliyim bu şehri
Bu şehir öyle bir girdâba soktu ki beni
Nerde gezinsem gözlerim seni arıyor
Kime baksam karşıma sensizlik çıkıyor
Karanlık bir hücreye kapatsam kendimi diyorum
Aklımı da o hücreye hapsedemem ki biliyorum
Güneş bedenimi ısıtsa, ellerinin sıcaklığını hissederim
Ay ışığı yüzüme vursa, gözlerinin parıltısı zannederim
Artık sensiz ben bu şehirde bir hiçim
Bırakta hasreti gözlerinden yudum yudum içim
Bir kasırga alsın götürsün beni, senin olduğun yere
İster toza bürüsün, isterse parçalasın yüz bin kere
Ben bu şehirde duramam, her yer boz bulanık gözümde
Çıldırırcasına bir ses sanki düğümlendi sözümde
Zaman geçmek bilmiyor, sana kavuşmaya saatler var
Saymıyorum günler, aylar, yıllar, hepside içime dar
Şimdiden öldürürcesine bir heyecan kapladı içimi
Yanına vardığımda gözyaşlarımı tutamazsam yerimi
Sende tutma gözyaşlarını, o yaşlar ki kavuşamayan sevdalıların yüreğinden damlayandır
Sakın çatma kaşlarını, hazan uğramasın cennetül ayânına
Yorgunum, yılların hastet birikimi var üzerimde
Dağılsa keşke şu efkârım, görünür var gözlerimde
Acuçlarım ıpıslak, tedirginliğim diz boyu
Ya sana kavuşamazsam e bir ömür boyu
Hükmüm geçmiyor zamana, daha çabuk diyemiyorum
Ne var ki zaman koşsa bile, ben halâ emekliyorum
Bu mektubu al oku..!!
İçten ve riyâsız gönül kaleminden dökülü
Kimbilir belki de sana gelmiştir..
Söylenecek söz kalmadı, belkide geçen çoktan geçip, biten çoktan bitmiştir.
Kayıt Tarihi : 31.10.2013 17:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!