sensizlik ateşi
gecenin koyu katmer karanlığında
sana dair düşünceler kemiriyor beynimi
başımı koyduğum yastık artık koca bir taş
sığındığım odam tam bir zindan
kaçmak istiyorum tüm kapılar duvar
yüreğimin çığlıklarını ancak ben duyuyorum
sana bakmak istiyorum
bakışlarımın ellerinde kelepçe, ayaklarında pranga var
ses tonunun nağmeleri kurşun gibi akıyor içimde
uykular mı? boş bir çaba
o da kuşandı silahlarını
sana ulaşmak için kurşun sıkıyorum karanlığa
ama nafile
hırçın bakışın parçaladı gönül coğrafyamı
sevda bağlarımı besleyen ırmaklar kan kesildi
pencereme hangi güvercin konsa vuruldu
dallarına düşlerimi astığım kiraz ağaçları kurudu
kuğuların özgürce dolaştığı gül bahçeleri fırtınaya tutuldu
gözlerine bakıp şiir yazdığım parklar tanımaz oldu
her sabah selamlaştığım güneş sırtını döndü
bir şimşek gibi görünüp kaybolduğunda hayallerim viraneye dönüştü
sırlarımı paylaştığım ırmak çoktan yok oldu
sahilinde yürüdüğümüz deniz karardı
kalabalıklara giriyorum acı veriyor, tenhalar barındırmıyor beni
göğümde uçuşan üveyikler yok artık
bülbüller beklemiyor gülleri
yapraklarında suretini izlediğim kardelenler kurudu
sensizlik ateşi öyle bir ateş ki yüreğimi kavurdu.
Abdurrahman Atabey
30.05.2005 - Çorum
Kayıt Tarihi : 21.12.2015 10:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!