Sensizlik Asil Bir Ölüm

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


34

TAKİPÇİ

Sensizlik Asil Bir Ölüm

Kendine sarılan düşünüşlerin retinasında rüzgârın tozu, mevsimlerden yine hüzün
Dudağımda esrik bir özlem, ruhumun simli aynalarında eskimiş şarkılar gibi öpüşün
Suretimi arıyorum unuttuğum şiirlerde, yalnızlık ve aşk nicedir parçalanmış bir dün
Yüreğimin kanlı haritasına adını mıh gibi kazımışım, sensizlik gönlüme asi/l bir ölüm

Durgunluğunu arayan suların kaygan sırtında mağrur bir kelebek öpücüğü, başıboş dalların ruhunda eski ladesler. Dumur bakışlarla ruhumun sandalına seni çağırıyor aşk, adında kuytularda açan bir çiçek endamı. Her sevda yarım diyor yüreğim, her aşk kanlı bir yutkunuş rapsodisi, dilde eskimiş bir kavim, dudakta yalnız suretim. Ne çok yazdım umudu, ne çok geceler andım oldu tadın ve kadın farkın. Senli sızıların uzak kentindeyim nicedir, gel de bitir bu özlemi, ruhumun denizlerini sevdayla kulaçlayan kadın.

Daralan bir kafeste şah mat ruhum, kabından taşan bir figürce sarsılıyorum artık seni düşündükçe. Masallar kış altında, mevsim yanıkları var nicedir alnımda. Devrik kadehlerden toplardım özlemini, şarkılardan fal açarak söylerdim dağa taşa ismini. Kahırlar biriktirmişim asırlardır, günlüklerimde hüzzam aşk, umutlar tarumar bir kapsül tenimde, yaşamak serseri bir bıçak. Yorgun ruhumda intihar eylemleri var, sensizlik avuçlarımda fahişe bir duvak. Yasal düşünüşler sarıyorum tabakamdan nicedir, kekre ağlayışların limanlarında yüzüme sıçrayan bir zerreydi sevdan, umarsız hasretinle onu da kaybettim bir zaman.

Utançsız çığlıkların ovalarında bir adam, rüzgârın soylu direncine yaslanarak sarılıyor aşka. Bütün devrilmişliklerin başak uçlarını emiyor yaşamak için. Dudakta haz, damarda utku tatlanırken. Eskiyor ansızın vakit, bir kadının mutluluk hazzı damlıyor ruhtan. Yaşamak kıymık batığı özlemli yüreklerde, çırpınışlarla paylanırken gün. Daraltma ruhunu gül bakışlı, güllerin yazgısıymış hüzün. Bütün gülüşlerin kapısında beklerken beni soylu öpüşün.

O alaz yangının ve hep olmazlığın fay hatlarını kemiriyor dalga, öfkemin kalıbından taşarak kapılırken sele. Daralan ruhumun küpeştesinde rüzgâr biçiyor insan yanım, dilimde sitem, zulamda isyan. Dumur dalgaların sulu kayıklarıyla kürek çekiyorum yoksul düşlere, mataramda harcanmış anların yudumları, kamaramda kaygılı anların sorguları. Gece iniyor karanlığıma yar, yine sensizlik, yine sevgisizlik ve yine sevişmesiz geçecek an serpintileri. Yaslan gövdemin olmazlığına üşüyorum, kapıl sularıma boğuluyorum ve dokun ruhuma sensizliğin labirentinde ben kayboluyorum.

Sözün kıymığı batınca tenine, gülü dikenden ayırırmış gece. Sargıyla iyileşmez yara, sevginin işvesiyle öpülmedikçe. Dalgayı rüzgâr delirtir, özlemin yayını aşk genleştirir. Sorgularla büzgün yüreğini taşlara vurma yar, her tufan akışkan nehirlerin sevinç yelpazesidir. Mavzer yarası gönlümdeki sancı, asırlardır aynı yürekte gezen eşkıya tutkumun eseridir. Dalga dağa çarpsa aşamaz dengini, su ruhuna dolsa yıkamaz bendini. Seninle kıyamet olsun yaşamak yar, seni sevdikçe bükemez kimse bileğimi.

Ağrılı başlangıçların kıyım davaları birikir tozlu raflarda, düşünüşlerin yıkık mezarları korkuyla geceyi içerken göğün yırtık göğsünden. Unutulmuş köşe başlarında barınan hüzün gibidir aşk, yoksul günlerin ölgün duvarlarından yağmurun gözyaşı damlar iken. Hayat denilen çetrefilli düşünüşlerin kıymığı asi bir acıdır unutma, gönlümüzün alabora denizlerinden martılar ruhumun kayıp şiirlerini toplar iken. Aşkın melodisi devrik şişelerden akarak bu yüzden denizle buluşur ve o hicran sularında yaşamın ıslığı hep uzaklardan duyulur.

Dokunuşla can bulan tenlerin gergin ritminden sesin duyulurdu, ben uzak şehirlerde yokluğuna şarkılar yazarken. Sen duayla aralanan dudağına nefesimi isterdin, ruhunun gelgitleriyle denizleri geçerken. Bildik bir rakstı özlem oysa gergin halatlar üzerinde yolculuktu birbirimizi düşünmemiz. Dereler kum taşırdı ovalarımıza, tohumlar boy verirdi yaşama ve işte böylesi anlarda sokulurdu göğsümüze o ömrümüzü yoluna serdiğimiz kara sevda.

Dargın bakışlarının gün tozlarıyla örterdim alnının ışığını. Kuşlar uykuya dalmadan yollara düşürürdün gölgeni. Dalgayla sevişen saçlarının kokusuyla ben özüme dönerdim. Kadın bakışlarınla göverirdi ruhumun dalları, fışkınlar aşkı arar, ellerim doyumsuz dudaklarını okşardı. Sarardım bedenini hazla, geceye karışırdık yangın devrilişlerle. Adını söylerdi rüzgâr, tadın dilimde tuzla ovulan deniz olurdu. Avuçlarıma saklardın sevgimi yar, ben seni düşündükçe anlar ruhumda kelepçeli bir panayır olurdu.

Yanık uçlu desenlerinden aşkın, çiçekli entariler dikerdi terziler bedenine. Özlemin kuru pınarlarına ceylanlar iner, avcıların matarasından su dökerdik kurumuş dillerine. Sesin uykulardan uyandırırdı yorgun ormanları, yanık ağaçların gövdesinde emzirirdik kangren yüreklerimizi. Harcanmış sevgilerin kayıp şehirlerinde varsıl düşünüşlerin saçlarını tarar, gökyüzünün duvarlarına mutluluğun resmini çizerdik. Dalgayla sevişirdik uluorta, yoksul seviler coğrafyasında biz hep asırlar öncesinin âşıkları gibiydik.

Çıplak yalnızlıkların çardaklarında gecenin eli dolaşırken sen gelirsin usuma, kahrını düşlere emzirirken düşünüşlerin. Sular geçer bedenine sürtünerek, tenin ürkek bir ceylanca ürperir, kanın ateşle harlanır, aşk olup ruhumda toplanır. O kırık çakıl taşlarına gözlerinin yansıması düşer ve sulara uzattığın sevilerinde tuzlu zerrecikler. Sinene çekersin özlemi yeniden, dudaklarında gece kırıkları, saçlarında yıldız kırpıntıları ve ruhundaki aşiyan yalnızlıkları. Sarılırsın ardından hayata ve gerçeğe yar, dökülür umarsız gönlünden özleme ve yaşama dair sevgi tınıları, umut mırıltıları.

Tasasız bir düşünüş olsaydı keşke ruhumun yörüngesi. Yapraktan inzivayı, şafaktan mecrayı, hicazdan ırağı yakın etseydim. Anlamsız ve anlamını yitiren çok şeyi kabına koyup geri verseydim. Yalan kulelerini sevgiye boyatıp, riya yapılarını sevgimle yerle bir etseydim. Dağınık günler arasından ah ben insanlık için en masumlarını, en yaşanansılarını seçseydim. Dalgayla denizi ayırıp, dalgayı dağlara, denizi ovalara yönlendirseydim. Aşkın anlamını heder edenleri bir menzilde toplayıp geri dönülmez anlara gönderseydim. Sonrası olmayan cümleler mezarlığından çıkardığım bütün şiirlerimi sevgilinin yüreğine zerk edip huzurla ölseydim.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 14.8.2013 12:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ömer Sabri Kurşun
    Ömer Sabri Kurşun

    Duyarlı yüreğinizi ve usta kaleminizi kutluyor saygılar sunuyorum hocam.. Sevgi ve saygıyla...

    Cevap Yaz
  • Bülent Aydınel
    Bülent Aydınel

    Yoğun cümleleri şiirsel akılında çok şık bir çalışmaydı...Kutluyor,saygılar sunuyorum...

    Cevap Yaz
  • Levent Karakaş
    Levent Karakaş

    tebrikler uzun soluklu ama güzel bir çalışma idi beğeni ile okudum. kaleminize yüreğinize sağlık.. şiir tadında kalın.. tam puan + antoloji diyor selamlıyorum sizi ve güzel şiirinizi

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Selahattin Yetgin