UNİCEF’in korunma altında tutmaktan vazgeçtiğim kalbim,şimdi Afrika’da yamyam güzellere bağışlanmak üzere bekletilmekte.
-Sinir bilimcileri bu seni bir türlü unutamayan kalbimi sinir hücrelerini imece usulu incelemekte. Hücrelerime kadar sinmiş bu sevda sınırı.Sızıların saz gibi çalınıyor sinirimde.Bu yüzden içimde bestelenmiş bir şiir gibisin.Bu yüzden hücrelerimde hicretin başlamıyor.
-Hüzünlerime genetik enformasyon gerek. Formasyon lazım yeniden sensizliğe eğitilmek için.
-Sen yalnızlığa okulsun. Sana ders vermek için özel formasyon gerek.
Aşk, insanı ikiden bir yapar; ama ayrılık insanı binlere, milyonlara, kezlere, tekrarlara ayırır.
-Bir’den ikiye gitmek zorlaşır. Kendin tek başına asla bir olamazsın.
Hep yarım kalır, yarim kalmış sevda yüzünden.Yarim yoksa, yarım kalmışım demek.Bir olmak için birin bütünlerinde kalmak, erimek, toparlanmak lazımdı.
Şimdi, ayrılığın binlerce kişiye benzettiği bir ben var.Yarım kalmış, yarinden ayrı kalmış çok kimlikli, bazen dertli, bazen acıklı, bazen hüzünlü,bazen sosyolojik bir jön gibi uzarım kimliklere.
-Yürek devletim kadar derin, o kadar güzel, o kadar sınırları olan, o kadar bana yakındın.
-Yaşadığım toprak gibiydin.Gülüşünle aydınlanır ufkum, umudum.
Bakışınla beslenirdi bakış açılarım. Sözlerin okuturdu içimdeki derinliği.
Ezelimi sobeleyen evvellerin var. Evvellerimin evi olan bitmeyen temellerin var.
-Senin yüzünden, benim yüzümde açılan hüzün çiçekleri var.
Davetsiz kaldığım davaların uğrunda geç kalışlarım var.Varlarımı istimleyen kesif sözler var.
-Bağlılık gösterim, vicdanımın merkezkaç kuvvetinin beni arındırma çabasıdır.
Umarım umurlarım uyanır.Beni teslim ettiğin ünlemler çöplüğünden kurtarır. Üç noktalı yerlere yar kılmaz.
Bitmemiş sevda…
Devamı var…
Öncesi var...
Sonrası hep var…
Gördün mü üç noktanın bütün yükü üstümde. Şimdi noktasız bıraksan bile ne fayda.
-Eskisi kadar eski kalır mı aşk.Ya da yeniden gelmek kadar mı olur aşk.
Ya da aşk her zaman aşktır, yeniden yaşamasını bilen bilincin sevi yoldaşları olmayı bilmek lazım.
-Herkesin anlattığı sokak masallarına karnım tok.Dönse de eskisi gibi olmaz. Sanki vahiy gelmiş, bunun tefsir ediyor birileri.
Şimdi yarım kalmışlığı bir etmeye çalışan birisiyim. Birisi için bir olmanın azizliğinde, aziz olarak gerçek biri anlayan biriyim.
Rol aldığım bu sayısal uzaklığın içinde sayısız kalışın sessizliği biter.
Hani sen varken iki karakter bile değildik.Bir karakter içinde sosyal rolümüzü oynuyorduk.
-Aynı anda açılırdı dünyamızın güleç sayfası.
Şimdi figüranlıklarını yaşadığım yalancı cennetin hurileriyle gerçek cennet arzusu yaşanmaz. Leyli gecelerimde soyunuk danslar eden Leyla kılıklı nefsi güzeller soyut algılarımı besleyecek ruhsal derinliği veremezdi.
Dedim ya bir benlik aşısıydık bu sevda yolunda. Karmakarışık kişiliklerin arasında bulantılar sunan çıkmazların içinde saflığın son şubesi gibiydik.
Şimdi yokluğunun şubesi de kapanmak üzere.Zararına sevmelerim var.
-Mevsim gibi değilsin artık. Belki yazın kalır diye erittim kara kışları kara bağrımda.İlk baharımdın zaten.Bütün ilklerini benle yaşadığın için ilkbahar gibi içimde yeşeriyor, çiçek açıyor, yazın da sevdamızın mahsulü gibi özel tatlara karışıyorduk Bennara.
Kayıt Tarihi : 14.2.2013 01:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/14/sensizligin-formasyon-egitimindeyim-bennara.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!