Sensizliğin ıssız sularında kulaç atarken her dakika beynimde sensin. Bir kış mevsimi adını yağmur damlalarında ararken çığ düşmüş kalbime. Bir bilinmezliğe yol alırken bent kuruyorum sensiz ama bir o kadar çaresiz. Son bulmadı ne bu sensizlik ne de geride kalan hıçkırıklar.
Cam kırıklarımı yaralarıma batırıyorum her akşam ve sensizliği kalbime gömüyorum sonra yok yere yaşıyorum belki de sokak kaldırımlarında bu kış akşamlarında bir serçe ürkekliğinde ya da bir dilenci kimsesizliğinde. Sana koşarken düşüyorum yıldızlardan düşer gibi aniden bir çukura, boylu boyunca batıyorum ıslak yağmurlarda. Sendin beni bir taraftan yaşatırken öbür taraftan ölüme koşturan. Sen kırmızı bir güldün ama hep kanayan bir yanı hep eksik bir yanı gonca…Bazen kaderin cilvesidir yalnızlığın kenarından düşmemek için kendini tutan ya da bir çoban yıldızıyla arkadaşlık edip geçmişe dair hikayeler yazan… Biliyorum sensiz ,beynimde akşamları bir yalnızlık şarkısı çalıyor ve kimsesizliğin çaresizliğinde gökyüzüne kaldırıyorum başımı sonra yıldızlar geliyor aklıma .Yıldız dedim de sen benim kutup yıldızımdın ama ben yolunu çıkmaz sokaklarda kaybedip bir dehlizde bulan…
Yaşamın kıyısındayım, işte yine hep sen diye haykırıyorum bu yalnız kış akşamlarında. Senden artakalan ıstırabın kırıntılarıyla yaşama dair ödevlerimi yapmaya çalışıyorum ama sıradan şeyler mesela radyoda maç ya da şarkı dinlemek gibi…
İşte bak yine sabah oldu ve ben yine gölgelerimi ,düşlerimi kaybettim sensizliğe dair yazılarımla baş başa kaldım sensiz ve sevdasız.
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta